Translate

MAYA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MAYA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Aralık 2013 Perşembe

ATATÜRK VE KAYIP KITA MU ile YONAGUNİ


MU KITASI






DENİZLİ'DEKİ MEZAR TAŞLARI ÜZERİNDEKİ 
MU KUTSAL SEMBOLÜ
TÜRKBİLİMİ - ÜMİT ŞIRACI




Kayıp Kıta Mu dizisinin üçüncü kitabı olan Kayıp Kıta Mu’nun Kutsal Sembolleri’nde James Churchward başlıca dünya dinlerinde kullanılan kutsal sembollerin kökenlerini ve orijinal anlamlarını araştırmıştır. Churchward’a göre farklı dinlere ait sembollerin hepsi ortak bir kökene, eski Mu Uygarlığı’na dayanır.Bugüne değin dünya üzerinde var olmuş tüm uygarlıklar kendi dinlerini anavatan Mu’nun dinsel sembollerini kullanarak ifade etmiştir.Ünlü araştırmacı ömrünün yarısını Pasifik Okyanusu bölgesinde var olmuş bu büyük medeniyetin izini sürmekle geçirmiştir. 

50 yıllık emeğin ürünü olan bulgularını bu ciltte ve dizinin diğer kitaplarındaizlerle paylaşmaktadır. James Churchward diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da çok çarpıcı tespitler yapmıştır: “insanlık tarihinin bazı dönemlerinde, ilkesizce hareket eden rahipler dinin içine uyumsuz icatlar, taşkınlıklar ve ahlaksızlıklarla dolu hırçın dini kurallar sokarak dinlerin çöküşüne neden oldular... insanların kalplerine batıl inançlar ve korkular yerleştirerek onları tuzaklarına düşürdüler. Hem ruhlarını hem de bedenlerini köleleştirdiler. Bunu başarmalarının ardından bu rahiplerin zenginleşmeleri ve tüm gücü ellerine geçirmeleri çok sürmedi…

”Buna benzer başka ilginç görüş ve belgeler içeren bu kitabı büyük bir ilgiyle, bir solukta okuyacağınıza inanıyoruz.

James Churchward 

Semboller için




Kadim uygarlıklar hakkında bir yazı yazma isteği, her birimizin belki de ana vatanı olan bu ülkeleri tanımanın ötesinde, büyük bir değişim dönemi içinde olan günümüz uygarlığının Mu ve Atlantis gibi batık uygarlıkların yıkım önceki dönemlerine benzer dönemlerden geçiyor olmaları ve özellikle yaşamakta olduğumuz topraklardaki insanların Mu ve Atlantis uygarlığıyla olan köken bağlarının ve psişik yapılarımızın daha fazla anlaşılması temeline dayanıyor. 
Bu uygarlıklar hakkındaki ilk bilgileri Plato ve Eflatun’dan öğreniyoruz. 

Kadim Uygarlıklar Serisi:
Kayıp Kıta Mu - link






VE
ATATÜRK VE KAYIP KITA MU
SİNAN MEYDAN

ayrıca video:
http://www.youtube.com/watch?v=UOwFG8iZ3gk



Köken Atatürk Ve Kayıp Kıta Mu 2

UYGARLIK TARİHİNİN “SAKLANAN” GERÇEKLERİYLE VE ATATÜRK’ÜN “BÜYÜK ARAYIŞIYLA” YÜZLEŞMEYE HAZIR MISINIZ? 

1936 Türkiye-Ankara: Atatürk, J.Churchward’ın 50 yıllık araştırmalarına dayanan “Kayıp Kıta Mu” kuramının izini sürmeye başladı. Churchward, Mayalar, Mısırlılar, Sümerler ve Uygur Türklerinin MÖ 12.000’lerde bir doğal afet sonunda Pasifik Okyanusu’nda sulara gömülen “Mu kıtasından” dünyaya yayıldıklarını iddia ediyordu. Atatürk, yaklaşık 3 yıl süren araştırmaları sonunda, ölmeden önce, Türklerin Orta Asya’dan önceki anavatanlarının Mu kıtası olabileceğini düşünmeye başlamıştı… 

Atatürk’ün ölümünden sonra bu çalışmaları kamuoyundan saklandı!1986 Japonya-Okinava: Yerel bir dalgıç Japonya’nın Okinava Adası yakınlarındaki Yonaguni’nin açıklarında hiç beklemediği bir görüntüyle karşılaştı. Suyun metrelerce altında, dipte, derinlere doğru alçalan basamaklarıyla garip bir antik kalıntı uzanıyordu önünde. Önce göz yanılması sandı, basamaklara yaklaşıp inceledi. Yapının çevresini dolaştıkça şaşkınlığı daha da artıyordu. Çok eski bir zamandan beri suyun altında yattığı belli olan bu basamaklı yapı düzenli kıvrımlara ve son derece hassas açılara sahip bir piramitti… 

Bilim dünyası şaşkındı… Yonaguni-Okinava kalıntıları günümüzden 10.000 yıl önce Pasifik’te sulara gömülmüş bir batık uygarlığa aitti…


Sinan Meydan


YONAGUNİ


"More than 10 sheets of tablets called "Okinawa Rosetta Stones" were discovered about 60 years ago at the western coast of Okinawa-jima (island) . There exist similar symbols to the + and the v carved on the submarine tablet."

Professor Masaaki Kimura ile YONAGUNİ / Okinawa Adası














Tahsin Mayatepek'in Araştırmaları




 MAYALAR VE TÜRKLÜK
Yrd.Doç.Dr. İsmail Doğan




________________________________.













6 Mart 2013 Çarşamba

HAYAT AĞACI - DOĞUM, YAŞAM, ÖLÜM


En eski inanışlardan biri olduğu anlaşılan hayat ağacına ilişkin ilk izlere MÖ. 3.bin yıl ve sonrasında Aşağı Mezopotamya’da rastlanır.


İki hayvan arasındaki bitkiye bir olasılıkla,yaşam ve ölüm arasındaki sürekli döngünün sembolü olarak Sumerler’de rastlanmaktadır. Ancak bu sahnelerin en belirgin öğeleri kutsal hayat ağacı ve kuş başlı yaratık betimleri Hurri kökenli olmakla birlikte Hitit ve Assur mühürlerinde yoğunlaşırlar.



Hayat ağacı motifi Sumer, Babil, Hurri, Hitit, GeçHitit, Assur, Frig, Mitanni, Urartu gibi pek çok kültürde vardır ve bazı yerlerde bezeme öğesi ya da tapınım sahnesindeki ana öğe olarak karşımıza çıkar.



Sumer dininde hayat ağacı temasına sıklıkla rastlanır. Sumer yaratılış efsanesinin temelinde kutsal ağaç veya yaşama bereket ve verimlilik veren bitki motifi bulunur. Sumer mitolojisinin önemli kahramanlarından Etana’da bu bitkiyi bir çocuk sahibi olmak için aramaya koyulmuş, bu amacında başarılı olmuş ancak başarısının sonucunu göremeden yüksekten düşerek ölmüştür.



Bir başka Sumer mitosu olan Gılgamış destanında ise arkadaşı Enkidu’nun ölümüyle yıkılan Gılgamış, sonsuz yaşamın sırrını bulmak için uzun ve zorlu bir yolculuğa koyulur sonunda ise başarılı olup Utnapistim’den yerini öğrendiği ölümsüzlük bitkisini aramaya çıkar ve onu bulur ancak bir yılan gelir bu bitkiyi kendisinden çalar ve Gılgamış yılanın gençleştiğini görür. Bu mitosta hayat ağacı yerine bitkinin sağladığı ölümsüzlük işlenmektedir.



Hayat ağacının en güzel betimlendiği örneklerden bir tanesi de Orta Mezopotamya’da bulunan Mari sarayında Kral Zimri- lim,Tanrıça İştar, hayat ağacı ve sfenks ile birlikte aynı sahnede gösteren fresktir.







SÜMER HAYAT AĞACI






                                   BENZERLİĞİ GÖRÜYOR MUSUNUZ ?
SÜMER HAYAT AĞACI / BRİTİSH MÜZESİ














Ağaçlar, belirli bir bölgede köklenip yerleşmeleri ve göçememelerinden dolayı yerleşikliği ve kök salmayı sembolize ederler. Hayat, güzellik, ebedilik ile evrenin ölümsüzlüğünü ve yerkürenin eksenini simgelerler.


Çeşitli stilize motiflerle taş, tahta, çömlek, çini işleme, dokuma, cam, tezhip, minyatür, edebiyat ve müzikte yer almıştır. Sonsuzluğun sembolüdür. Bu motif, ölümsüzlüğü araştırmanın ve ölümden sonra yaşam olduğu umudunun bir nişanıdır.
















ZAMBAK KADINI/DOĞUMU/RAHMİ TEMSİL EDİYOR. Daha sonra hanedanlarda ve Meryemana temsili olarak kullanılmaya başlandı.






İSKANDİNAV HAYAT AĞACINA MİMİR AĞACI DİYORLAR - BİLGELİK AĞACI

KELT - BİR KİTAP KAPAĞINDA HAYAT AĞACI
Hayat Ağacı sürekli gelişen, cennete yükselen hayatın dikey sembolizmini oluşturur. Geniş anlamda sürekli gelişim ve değişim içinde yaşayan evreni sembolize eder. Evrenin üç elementini : toprağın derinliğine inen kökleriyle yeraltını, alt dalları ve gövdesiyle gökyüzünü, ışığa yükselen üst dallarıyle cenneti birleştirir. Yeryüzü ve cennet arasındaki iletişimi sağlar.






Servi, sedir, incir zeytin, asma, hurma, palmiye, kayın, nar, meşe,vb ağaçları toplumlarda hayat ağacının sembolüdür. Hayat ağacının üzerindeki kuşlar, zamanı gelince uçacak olan can kuşlarıdır.


Hayat ağacı motiflerinde en çok kullanılan servi devamlı yeşil renk, uzun ömürlülük, dayanıklılık, güzel şekil ve boyluluk gibi nitelikler serviyi iyilik ve güzellik sembolü haline getirmiştir.





        Birgi Belediyesi / Ödemiş-İZMİR (tıklayın)




























***