SAYFALAR
▼
15 Aralık 2012 Cumartesi
Ay-Yıldızlı ilk Türk Parası
Orta Asya’da yapılan kazılarda Göktürkler’e ait sikkeler bulundu. Sikkelerdeki ay-yıldız motofi, Türkler’in ay yıldızı İslamiyetten önce de kullandığının en somut kanıtı olarak gösteriliyor.
Arkeologlar tarafından Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan toplam 104 sikke, ilk olarak geçen yıl Kırgızistan’da yapılan uluslararası bir konferansta kamuoyuna duyuruldu.
Altıncı ve yedinci yüzyılda basıldığı tahmin edilen ay yıldız motifli sikkelerin, Türk tarihindeki en eski paralar olduğu bildirildi.
Sikkelerdeki ay yıldız motifleri ise, Türkler’in ay yıldızı İslamiyetten önce de kullandığının somut kanıtı olarak gösteriliyor.
9 Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yardımcı Doçent Doktor Yavuz Daloğlu şunları söyledi:
“Bunlar Türk tarihi açısından ilk paralar ve bu paraların bizim tarihimiz açısından çok önemli bir özelliği olduğu gibi bizim uygarlık tarihimiz açısından çok önemli özellikleri var. Nedeni de Türkler’in gelişmiş bir uygarlıkları olduğunu, Türkler’in devletlerinin her türlü gereklerini yerine getiren unsurları içerdiğini görüyoruz.
Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’da yapılan arkeolojik kazılarda ilk büyük Türk uygarlığı olan Göktürklere ait paralar bulunduğu ortaya çıktı. Paralar, ‘Türk uygarlığında önemli keşif’ olarak değerlendirildi.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin 4-6 Ekim 2004′te Bişkek’te düzenlediği İkinci Uluslararası Türk Uygarlığı Kongresi’ne katılan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Daloğlu, burada tanıştığı Özbek tarihçi Gaybullah Dr. Babayar’ın eski Türk devletleri paraları üzerinde yaptığı çalışmayı inceledi. Daloğlu, bu paralar arasında daha önce hiç duymadığı, görmediği Göktürk paralarıyla karşılaştı. Dr. Daloğlu, Dr. Babayar’la yaptığı çalışma sonunda, Göktürk paralarının bulunuşunu ‘Türk uygarlığında önemli bir keşif’ olarak açıkladı.
Sikkelerden birinde ortada kağan kabartması ve kenarlarda üç tane ay-yıldız olduğunu söyleyen Daloğlu, bu sikkenin Türk uygarlığı açısından çok büyük önemi olduğunu belirtti. Daloğlu, şöyle dedi:
“Göktürklerden sonra 8′inci yüzyılda Türgişlere ait paralar bulunmuştu. Ancak Göktürklere ait paralar onlardan 150-200 sene daha önceye, 576-600 yıllarına ait.
En önemlisi, bu sikkelerin Türk toplumuna dayatılan ‘Türkler barbardı, Türklerin uygarlığı yoktu, göçerlerdi’ gibi Avrupa merkezli anlayışı çürütmesi. Göktürk sikkelerinin bulunuşu, Orhun Yazıtları’nın bulunuşu kadar önemlidir. Ayrıca ay-yıldızın bize İslam’da Semavi anlayıştan miras kaldığını biliyorduk. Ancak, yeni bulunan Göktürk paralarında da ay-yıldızlı figürler var.”
Güncel Meydan'dan alıntıdır
***
Bir bilmece:
***
Moğolistan'dan Runik Yazılı sikke
Göktürk harfleriyle yazılmış, Türk dili , kültürü ve tarihi açısından büyük öneme sahiptirler. Bu metinler, Bengü taşlarda , kaya ve çeşitli eşyalar üzerinde tespit edilmiştir. Sikke üzerinde bu tip metinler nadir görülür.
1968 yılında Moğolistan Halk Cumhuriyeti Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü'nde korunan sikke üzerindeki runik yazıyı görme imkanı buldum. N.Ser-Odjav 1970 yılında sikkenin resmini ve ayrı bir satırda yazılarını yayımladı. (1)
Bu yazıda ne yazık ki , işaretlerin olduğu tarafın çizimi hatalıydı ve bazı işaretler atlanmıştı. N.Ser-Odjav sikke hakkında şöyle diyor :
"1961 yılında Doğu Aymak'ta yapılan incelemeler sırasında Batı Çin Hanlığı dönemine ait sikke bulundu, üzerine sivri bir cisimle Türk yazıları kazınmış. Bu, Moğolistan topraklarında sikke üzerine bulunan ilk Türk yazısı." (2) Başka bir yerde sikkenin Suhbaatar Aymak'ta bulunduğu belirtiliyor. (3) Yazıda keşfin ayrıntılarıyla ilgili bir şey anlatılmamış.
Sikkenin whuzhu (5 zhu ağırlığında sikke (4)) grubuna dahil olduğu şüphe götürmez. Bu tip sikkeler ilk defa MÖ.118 yılında döküldü. Fakat whuzhu sikkelerinin dökülmesi , 700 yıl boyunca (581 yılına kadar) sürdü ve Çin topraklarında yaklaşık 740 yıl (yani 641 yılına kadar) tedavülde kaldı. (5)
Whuzhu sikkelerinin Çinli nümizmatlar 60-70 çeşidini tasnif etmişlerdir. Ancak buna rağmen nereye ait olduklarının ve kronolojik ayrımlarının yapılması oldukça zordur. Kısacası mevcut sınıflandırma yeterli sayılmaz. Söz konusu sikkenin döküm kalitesinden dolayı Whuzu'nun iyi bir örneği olduğunu söylemek mümkündür.
Sikkenin halka çapı 25 mm, ortadaki kare şeklindeki deliğin ölçüleri 10x10 mm, halka kalınlığı 1 mm'dir. Bugün biraz koyulaşmış durumdaki sikke kırmızı bakırdan dökülmüştür. Sikkenin mükemmel derecede korunmuş olması para olarak fazla kullanılmadığını gösteriyor.
Deliğin iç çeperlerindeki gözle görülür yırpanma sikkenin uzun süre ipte taşındığına işaret etmektedir. Tura yüzünde deliğin iki tarafında Chuan yazı karakteriyle yazılmış ve sikkenin değerine işaret eden iki hiyeroglif bulunmaktadır. Sikkenin dış kasnağı ince ve yüksek ; iç kasnağı ise yoktur. Deliğin altında belirgin "yarım ay kabartması" bulunmaktadır. Yazı yüzünde iki kasnak mevcuttur. Bu kasnaklardan içteki özellikle dıştakinden daha kalındır. Yüzey ise, pürüzsüzdür. Xüan-di sikkesine (MÖ.73-47 yılları) çok yakın olmasına rağmen Sikke'yi tam tarihlendirmek zordur. (6)
Yazı yüzünün pürüzsüz yüzeyinde 4-5 mm yüksekliğinde 21 adet runik harf kazınmıştır. Harflerin tabanı dış kasnağa yöneltilmiş, tepeleri ise i. kasnağa dayandırılmıştır. İlk dört harf bilhassa geniş ve net kazınmış ama onlardan sonrakiler ise kısa yazıtlarda hiç de gerekli olmayan (kelime ayırıcı) iki nokta üst üste (:) bulunmaktadır. Devamındaki işaretler daha dar, birbirine yakın, birbirini sıkıştırmışlar, netlikleri gittikçe azalmış son üç harf de silik kazınmıştır. Birinci ve sonuncu harfler arasında yine bir iki harf sığacak kadar boş yer kalmıştır. On birinci harfte oymacı başladığı çizimi değiştirmiş ; on sekizinci ve on dokuzuncu harfler birbirine dikey konumlandırılmıştır. Cümle hazır olmasına rağmen oymacının gerekli alanı önceden işaretlemediği düşünülebilir. Özensiz yapım mesleki becerinin olmadığına işaret etmektedir.
Sonradan yazı yüzünün nispeten daha küçük çizgilerle kaplanmış olması sekizinci, on dördüncü ve yirminci harflerin ayırt edilmesine ciddi bir engel teşkil etmektedir. Yirmi birinci harf (a,æ) burada, bazı Yenisey yazıtlarında olduğu gibi iki nokta üst üste (:) ile aynı görevi yerine getiriyor ; yani kelime ayrıcı ya da cümle sonunu belirtme fonksiyonunu üstlenmiştir.
Sergey G.Klyaştornity
(Saintpetersburg Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi)
Çeviren: Sinan Dinç
(Atatürk Üni.Fen-Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü)
dipnotlar:
1)N.Ser-Odjav, Ertniy Tureguut (VI-VIII zuun) Ulaanbaatar,1970 s.112
2)aynısı s.83
3)aynısı s.105
4) Çin ağırlık birimi olan 1 zhu : 100 darı tanesinin ağırlığına (1 zhu = 0.64 gr) eşittir.
5)M.V.Vorob'yev. K.Voprosu Opredeleniya Drevnıh Kitayskih Monet "5 zhu" -Whuzhu [Eski Çin Sikkesi "5 zhu-Whuzhu sınıflandırılması problemi üzerine] EV.1971 XX.baskı,s.14, Uşu sikkeleri Moğolistan topraklarında oldukça geç dönemlerde var olmuşlardı; Kara Korum (Har-Horin) kazılarında XIII-XIV yüzyıla ait katmanlarda bu tip iki sikke bulunmuştur. (Drevnemongol'skiye Goroda [Eski Moğol Şehirleri], Moskova,1965,s.183)
6)Bu bilgi M.V.Vorob'yeva'dan alınmıştır.
Bilim ve Ütopya Dergisi sayı : 128 /2005
SB.