Translate

at etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
at etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2014 Perşembe

OĞUZLAR






"...10.yüzyılda batıda Hazar Yurdu'na kadar uzanan bu bozkırlara, Horezm veya Oğuz Çölü deniliyordu....Oğuz Çölü'nün Kuzey Hazar sahillerin, Merkezi Oğuz bölgesini, Güneydoğu Karakum ve Yukarı Aral'ın Kızılkum bozkırlarını içine aldığını düşünebiliriz..." syf.112

"...Oğuzeli'nde oturan Türkmen nüfusu hakkında verilen tarihi bilgiler oldukça kısıtlıdır. Daha önce de belirtildiği gibi, Orta Asya'daki eski Hint-Avrupai ahalinin torunlarıyla kaynaşan bir kısım Oğuz ve Türklere "Türkmen" adı verilmişti. Türkmen adının kendisi ise esasında İslam dinini kabul eden Oğuzlar için kullanılmıştı..." syf.117

"...Oğuzlara nazaran Türkmenler arasında daha fazla yerleşik yaşamı benimsemiş nüfus mevcuttu. Ancak bu temelden yola çıkarak Oğuzlar'la Türkmenler arasındaki farklılıkları izah etmek, büyük yanlışlıklar doğurabilir. 10.- 11.yüzyıllara ait yerleşim alanlarında yapılan arkeolojik araştırmalar, Sır-Derya'nın aşağı akımlarında çok sayıda yerleşik ve yarı yerleşik Oğuz gruplarının berhayat olduğu gerçeğini açığa çıkarmaktadır...." syf.129

"...11.yüzyıl Türkmen ve Oğuz lehçelerinde kullanılan konaklama ve göçle ilgili birçok kelimenin mevcudiyeti de bu görüşü teyit etmektedir. Benzer terimler arasında konak yeri anlamında kullanılan "turası yer" sözcüğünü zikretmek gerekiyor. 11.- 13.yüzyıl Oğuz ve Türkmenleri'nin dilinde "yurt" kelimesi, daha ziyade "doğum yeri", "durak", "gelinen yer", "mesken" anlamında kullanılıyordu..." syf.132

"...İbn Fadlan, Oğuzların yetiştirdikleri koyun ve koçların çok yağlı olduğunu belirtmektedir. 10.yüzyılda Oğuzeli'nden Horasan ve Maveraünnehir'e getirilen koyunlar, en iyisi olarak kabul edilirdi. Bu cinsi Karaman türü olduğu aşikardır. 9. - 12.yüzyıllara ait kaynaklarda bu koyun cinsine genel olarak Türki denilmekteydi. İbn el-Fakih, Türk koyunlarının çok iri olduğunu ve kuyruklarının yerde sürüklendiğini yazmaktadır. Türki koçlara 12.yüzyılda Belh bölgesinde rastlanmaktaydı. Daha geç dönemde Ak-Koyunlu Türkmen boylarında yuvarlak ve yağlı kuyruklu koyunların bulunduğundan bahsetmektedir. Sunulan bilgilerden Oğuz ve Türkmenler'n Karaman türü koyunlar besledikleri ortaya çıkmaktadır.

At, Oğuz ve Türkmen göçebe yaşamında önemli bir yer işgal ediyordu. İbn Fadlan 10.yüzyılda Oğuzlar'ın büyük yılkı sürülerinin bulunduğunu belirtiyor. Beyhaki de , 11.yüzyılda Türkmenler'in sahip oldukları büyük yılkı sürülerine dikkat çekmektedir.  Oğuz göçebelerinin besledikleri atlar, muhtemelen kısa boylu bozkır cinsiydi. Bu at cinsinin izlerine, Orta Asya'da ortaya çıkarılan Türk kurgan ve mezarlıklarında rastlanmaktadır. 

7.yüzyıldan itibaren Kazakistan bozkırlarında iri gövdeli, iri kafalı, kısa boylu, cidavlı, besili ve uzun boyunlu at sürülerinin beslendiği bilinmektedir. Türk atları, yerel iklim şartlarına iyi uyum sağlamaktaydı ve bütün yıl boyunca her çeşit otlak arazide beslenmeye uygundu. Bozkır Türk atlarının bol sütlü, et ve yağ bakımından zengin olması dikkate değer bir husustur. Bu yüzden, göçebe Türkler, at etini, koyun ve inek etine tercih ediyorlardı. Türk atları yapı olarak sade, dayanıklık bakımından ise uzak mesafelere hızla koşması gibi özellikleriyle dikkat çekiyordu. Türkler, atlarını açık havada tutarlar, soğuk ve sıcağa karşı korumazlardı. Atlar saldırılarda, savaşlarda ve avda kullanılıyordu. Muhtemelen "bozkır cinsi" Oğuz atları da bu özelliklere sahiplerdi.

Tetkik edilen dönemde, Oğuz ve Türkmen göçebeleri zarif ve güzel cins atlar da beslemekteydiler. Uzun boylu, küçük başlı ve ince bacaklı atları, erken dönem Türk kurganlarından tanıyoruz. Bu tür at iskeletlerinin Türkizeban zengin eşrafın mezarlarından çıkması dikkat çekmektedir. Tarihi kroniklerde 11.yüzyıl Türkmen boylarında "Huttel cinsi" atların yetiştirildiğine dair bilgiler bulunmaktadır.

Bu atlar, güzel dış görünümü, zerafetleri ve hızlı koşmalarıyla dikkat çekmektedir. Tarihi efsanelerde Huttel atlarının "yabani deniz aygırı" cinsinden geldiği anlatılmaktadır. Bu eski rivayetler, hala Türkmen epik hikayelerinde ve halk masallarında yerini korumaktadır.

11. - 13.yüzyıl kaynaklarında Selçuklu boylarının kullandıkları binek atları hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bu kaynakların rivayetlerine göre Selçuklu savaş atları, sert tırnakları, tıpkı uçan kartal gibi çevik ve hızlı hareketleri ile hayranlık uyandırıyorlardı. Oğuz ve Türkmenler, bu atlara "yuğruk at" veya "çapar" diyorlardı.

Türkmen atları, cüsse ve cins bakımından farklı oldukları için, çok yüksek değere satılıyordu. Selçuklu dönemi divan şiirinde bu atların ünü methiyelere konu olmuştu. 12.yüzyıl şairleri, bu atların koşusunu "rüzgar hızı" ve "deniz dalgalanması" gibi tasvirlerle şiirlerine aktarmışlardı... "syf.137




"11.-12.yüzyıllar arasında Oğuz zanaatıyla ilgili karşılaştırmalı tarihi bilgilere Ros'ta, Donets'de ve Rossav'da bulunan Tork-Peçenek demir başlıklarını gösterebiliriz. Burada kavanoz şeklinde balık kap ve eyere asmak için delikli çini kaplar açığa çıkarıldı. Tork mezarlarından çıkan demir başlıkların arasında kemik düğmeler ve levha üzerine yapılmış at eyerinin süslemesinin kalıntıları bulunmuştu. Metalden yapılan eşyalara da rastlamak mümkündü. Düşük ayar gümüşten yapılmış halkalar, demir üzengiler, tokalar, kılıçlar, ok uçları, bakırdan yapılmış olta iğneleri, vs....Kadınlara ait mezarlarda gümüş bezekli başlıklar, küpeler, bilezikler, taş askılar, hilal şeklinde gümüş levhalar bulunmuştur."... dipnot syf 147

"10. - 13.yüzyıllarda Oğuz kavimleri, birkaç büyük boy ve onların terkibinde bulunan çok sayıda irili ufaklı titrelerden teşekkül ediyordu. Kaşgarlı Mahmud, Oğuzların 24 boydan teşekkül ettiğini haber veriyor. Ancak, daha sonraları Halaçlar'ın iki boyu onlardan ayrılmıştı.

Divan-ı Lugat et-Türk'de 11.yüzyılın ikinci yarısında Oğuz halkının terkibinde bulunan boyların isimleri şu şekilde açıklanmıştır. Kınık, Kayı, Bayundur, Yiva, Salır, Avşar, Bekdili, Bekdüz, Bayat, Yazır, Eymür, Kara-Bulak, Alka-Bulak, Iğdır, Yüregir, Tutırka, Alayontlu, Döğer, Çepni, Peçenek, Çavuldur, Çaruk.

Bu isimlerin çoğu Fahrü'd-din Merverüdi, Reşidüddin ve geç dönem Orta Çağ müelliflerinin eserlerine konu olmuştur. Ancaki kaynaklar arasında Oğuz boylarının sayısı konusunda fikir ayrılığı bulunmaktadır. Kaşgarlı Mahmud ve Reşidüddin, onların 24 boydan oluştuğunu iddia ederken, Mervezi 12 boy olarak gösterir. Bu fikir ayrılığını, Oğuzların iki kola bölünmesinden kaynaklandığını söyleyerek önleyebiliriz.

Doğulu Orta Çağ müellifleri, Oğuzların Bozok ve Üçok olarak ayrılmasını, efsanevi Oğuz Han'ın ismine bağlıyorlar. Rivayetlere göre, Oğuz Han'ın oğulları üç yay ve üç ok bulmuşlardı. Oğuz Han üç oğluna yayı, üç oğluna da okları vermişti. Oğuz, yayı alan oğullarından türeyecek olanlara Bozok denilmesini emretmişti. Bozok'un anlamı - parçalara ayırmaktı. O bu ismi yayın kırılmasından dolayı vermiş ve sağ kanat ordusunun idaresini bu üç oğluna ve onun oğullarına bırakmıştı. Oğuz Han, sağ ve sol kanadın bütün otlak arazilerini oğulları arasında taksim etmişti. Oğuz, tahtı ve hakimiyeti, bütün oğullarına ve onların soyuna bırakmıştı.

T.Houstma, Oğuların Bozok ve Üçok olarak bölünmesinin temelinde "askeri-siyasi" sisteminin varlığını aramaktadır.

Oğuzlar 24 boydan oluşmakta ve iki eşit kısma ayrılmaktalardı. Ancak tarihi rivayetlere göre Bozoklar büyük, Üçoklar ise küçük boyları teşkil ediyordu. Sağ kanadı temsil eden Bozoklar, Üçoklara nazaran daha çok imtiyaz sahibiydiler. Reşidüddin'e göre, Oğuzların yüksek orunlu beyleri sadece Bozoklar arasından seçilebiliyordu.

Muhtemelen Oğuzların Bozok ve Üçok olarak ikiye ayrılmasında, bir takım bölgesel askeri özelliklerinin rolü olmuştur. Oğuz ordusunun her iki kanadının da elinde geniş meralar ve araziler bulunuyordu. Üçok ve Bozoklar'a tekabül eden İç ve Dış Oğuzlar hakkındaki bilgiler de bu durumu teyit etmektedir. İç ve Dış Oğuzlar'ın bölgesel olarak ayrıldıkları düalist sistemi hakkında toponom ve Türkmen Halk kaynaklarında epey bilgi bulunmaktadır.


Oğuz ordusunun sağ ve sol cenahını yöneten komutanlara Beylerbeyi ünvanı verilmekteydi. Tarihi rivayetlerde, İç ve Dış Oğuzlar'da beylerbeyinden bahsedilmektedir.

Genelde sağ kanat beyleri Kayı ve Bayat boy reisleri ; sol kanat beyleri ise Peçenek ve Çavuldur reislerinden seçiliyordu. Beylerin yargılamak, cezalandırmak gibi yetkilerinin yanı sıra, yazılı ve sözlü kararları da itiraz edilmeden uygulanmaktaydı. Beylerin hakimiyet sınırları, göçebe boyları dışında yerleşik topluluklar üzerinde de etkiliydi. 12.yüzyıl Türkmen reislerine "asilzade prensler" gibi itaat edilmekteydi."... syf.171




Bir dipnot daha syf.234
"Hardeş boyu, Altay bölgesinde oturan Kıpçak boy birliğine dahil olmalıdır. Çin kaynaklarına göre Kin-şa ülkesinde mavi gözlü sarışın insanlar yaşıyorlardı. (E.Bretscneider, Notes of the mediaval geography and history of Central and Western Asia, London 1876) Kin-şa, yani Altın Dağ, Kızılbaş ile İlke Aral arasında bulunan altay Dağ silsilesinin bir koluna tekabül eder. Bu kaynaklarda Kıpçaklar'ın bir zamanlar  Chou-Lan bölgesinde oturdukları belirtilmektedir. Bu Kıpçak boyu , Altay'da, Yılanlı Dağ eteklerinde, yahut Kem Nehri havzasında barınıyordu.Hardeşleri bozguna uğratan "Yılan Boyları"nın kim olduğunun tesbiti hayli zordur. Belkide Yu.A.Zuyev'in belirttiği gibi "Ots" adıyla, tamgalarında yılan işareti bulunan Kayılar kastedilmekteydi.

...


Orta Asya, Oğuz ve Selçuklu tarihi konusunda akademisyenler arasında en önde gelen uzman tarihçi olarak kabul edilir. Agacanov'un başyapıtı olan OĞUZLAR adlı eseri Sır-Derya Oğuz Yabgu Devleti konusunda Türkiye'de yayınlanan ilk ve tek eserdir. Özellikle Büyük Selçuklu İmparatorluğu'ndan önceki Oğuz Yabgu Devleti ve Oğuz boylarının yaşadıkları bölgelerle ilgili tarihi-coğrafi bilgiler son derece önemlidir. Yaklaşık 800 basma ve yazma kaynak taranarak hazırlanan bu eser, Oğuzların az bilinen tarihi konusunda önemli katkıda bulunacaktır.

arka kapak.




OĞUZLAR
Sergey Grigoreviç Agacanov 
Çeviren: Ekber N. Necef, Ahmet Annaberdiyev
Selenge Yayınları










4 Mart 2014 Salı

TRUVALILAR VE TÜRKLER






TRUVALILAR TEUCRIAN DİYE BİLİNİR !

HERODOT TRUVALILAR İÇİN TEUCRIAN DER.
BAŞLARINDA TEUCER VARDIR.
TRUVA SAVAŞLARINDAN ÖNCE BURADAYDILAR.
HEREDOT'A GÖRE MYSİALILAR ASYATİC KÖKENLİDİR. 
LYDİALILARA YAKINDIR.
HEREDOT'A GÖRE LYDİALILARIN DİLİ MYSİAN DİLİ İLE BENZERLİK GÖSTERİR.

XANTHUS'A GÖRE MYSİALILARIN DİALEKTİ, LYDİALILAR İLE PHRYGİALILARA YAKINDIR.
ROMA ŞİİRLERİNDE TEUCRIANLAR İLE TRUVALILAR EKÜRİDİR. AMA DİĞER TARAFTAN ROMALILAR TROJAN KELİMESİNİ KULLANIR.

HEREDOT TROJANLAR İÇİN TEUCRIAN 
KELİMESİNİ KULLANIR.



TEUCER - TEUCROS
KİMDİR BUNLAR?
BEN CEVABIMI BİLİYORUM 
YA SİZ?

;)




____________________



HELEN TRUVA'YA GERÇEKTEN GİTTİ Mİ ?
YOKSA BU SADECE GREKLERİN UYDURMASI MI?
MISIR YAZITLARINDA BAŞKA BİR HİKAYE VAR ! 









______________



Truva'ya neden AT şeklinde tuzak kuruldu biliyor musunuz?

Çünkü , AT onların en kutsal hayvanıydı.....

"...at the time war of Troy Greeks, also had horses but Troians are described as masters in handling them, and they also worshipped a goddess of horses...."

....one of these is the horse of Troy...once the horse , or the statue had been dedicated to the Troian goddess, the besieged were forced by virtue of their religion....

An Early History of Horsemanship 
by Augusto Azzaroli kitabından


Rölyef : 
Helios , güneş tanrısı arabası ve dört atı ile ,MÖ.3.yy
Truva Athena tapınağında Schliemann tarafından bulunmuştur.
Berlin, Pergamum Museum 9582

Schliemann'ın sözleri ile bulunuşu: 

" I struck agianst a marble triglyph with a splendid metope, representin Phoebus Apollo and the four horses of the Sun."

SKAMANDER/KARAMENDERES'E KURBAN EDİLEN AT:

"Scamander....its banks were steep and high ; and live bulls and hard-hoofed horses were sacrificed to it..."

Ayrıca Likya, Mysia, Lidya ve Frigler ile ilgili bölümde ATI EHLİLEŞTİREN , KASKLARIN BAŞINA AT KILI kullanmalarından bahsediyor: 

"...But towards Thymbre encamped the Lycians and the haughty Mysians, and the Phrygians tamers of horses, and the Maeonians (Lydians) with their horsehair crests."

Homer Lydialılardan Maeonian diye bahseder. Ares'in oğlu Eurypylus ; Eurypylus'un oğlu Nisyrus ; Nisyrus'un oğlu Talaemenes ; Talaemenes'in oğlu Mesthles - Ve Mesthles de ,Truva savaşında Truvalıları destekleyen Kraldır.

ATI EHLİLEŞTİREN, ATI KURBAN EDEN, 
ATIN ETİNDEN SÜTÜNDEN YARARLANAN VE 
ATIN KILINI/KUYRUĞUNU KULLANAN, 
YA DA DİĞER BİR İFADE İLE KUYRUĞUNU BAĞLAYARAK SAVAŞA HAZIRLANAN , 
KESİP YAS İLAN EDEN 
KİMDİR?






26 Ekim 2013 Cumartesi

TULPAR ; PEGASUS'UN ATASI



TULPAR SİLİNDİR MÖ.13 yy
Kuzey Mezopotamya 
sonradan PEGASUS olan...




Asya'da ilk at kalıntıları MÖ.2500-1700 yılları arasına ait Afanasyevo kültürü ile onun bir gelişmesi ve devamı olan MÖ.1700-1200 yıllarına ait Andronova kültüründe görülmektedir. Her iki kültür de Proto-Türk kavimlerinin mensup olduğu kültür çevreleridir. (Kafesoğlu 1984:204)

Türk destanlarında atlar da sahipleri kadar olağanüstü özelliklere sahiptirler. İnsan dilinden anlayan ve insan gibi konuşabilen atlar, çoğu zaman sahiplerini tehlikelerden korurlar ve ölümden kurtarırlar. Uçma yeteneğine sahip olan bu atlar eski Türk destanlarında Tulpar adıyla bilinirler.

Başkurt inançlarına göre Tulpar adı verilen kanatlı atın kanatlarını hiç kimse göremez. Tulpar kanatlarını, yalnız karanlıkta, büyük engelleri ve mesafeleri aşarken açar. Eğer birisi tarafından Tulpar’ın kanatları görülürse, Tulpar’ın kaybolacağına inanılır

Başkurtların kahramanlık destanı olan Ural Batır’da ata tapınmanın izleri korunmuştur. Bu destanda,Tulpar adı verilen kanatlı atlardan olan Akbuzat ve Sarat, gökyüzünde yaşayan tanrısal atlardır. Akbuzat, Göklerin hâkimi Samrav’ın karısı Koyaş’tan (Güneşten) doğmuş olan kızları Humay’ın kutsal atıdır. Sarat ise, Samrav’ın Ay’dan doğmuş olan kızı Ayhılu’nun atıdır. Ural Batır ve Akbuzat rivayetlerinde dev at Akbuzat, kahramanların koruyucusu ve yeryüzündeki atların neslini devam ettiren aygır rolünde ortaya çıkar (Sagitov1986:125).

Başkurt rivayetlerine göre, Büyükayı’nın en dıştaki ikiyıldızı semavi atlar olup, adları Buzat (Boz at) ve Sarat (Sarı at) olarak bilinir (Sagitov 1986: 125). Karaçay Malkar folklorunda da Küçükayı’nın iki yıldızı Sarı aygır ve Toru (Doru) aygır adlarıylatanınır (Tavkul2000:100).

Eski Türk destanlarınınTulpar adını taşıyan uçan at motifine Kuzey BatıTürk lehçelerinin hemen hepsinde ve Uygurca’da rastlamak mümkündür. Tulpar adlı uçan at idil Ural’da Başkurtlar ve KazanTatarları arasında,Orta Asya’da Kazaklar, Kırgızlar, Altaylar, Karakalpaklar arasında olduğu kadar, Kafkaslarda Karaçay Malkarlılar ve Kumuklar arasında da yaşayan en canlı destan unsurudur.

Çeşitli dillerde konuşan Kafkasya halklarının dillerinde ve folklorlarında da Tulpar adının karşımıza çıkması, onların Kumuk ve Karaçay Malkar Türkleriyle girdikleri kültürel etkileşimin bir sonucudur.

Kumuk Türkçesinde ;
Tulpar dünyanı birevü buççagında busa da,öz yılkısın tabar
(Tulpar dünyanın bir köşesinde olsa da,kendi sürüsünü bulur)

Atasözünde tezahür eden Tulpar adı, onların komşuları olan çeşitli Dağıstan halklarının dillerinde de kendisine bir yer bulmuştur. Avar, Lak, Andi, Dargı ve Tabasaran dillerinde Tulpar kelimesi yaşamaktadır .(Abdullayev1982:2829).

Prof. Dr. Ufuk Tavkul 
DEVAMI İÇİN PDF


LAPSEKİ / TULPAR (lakin Pegasus diyorlar!)



Kırgızların Manas Destanında bu uçan kanatlı atlardan söz edilir. Arkeolojik olarak da Kazakistan'da keşfedilen Esik Kurganı'nda bulunan Altın elbiseli adamın elbisenin başlığında Tulpar figürü vardır.

Göçebe kültürün bel kemiğini oluşturan at ve avcılıkta önemli bir yere sahip olan ve aynı zamanda şamanların da sembolü olan kartal gibi eski Türk kültürlerinde önemli yerlere sahip iki hayvanın birleşiminden oluşmuştur.

KAZAKİSTAN



....

Karaçay-Malkar atasözlerinde:

Tulpar at callıdan kalmaz...
Tulpar at, kurda yem olmaz...


İSKİT MÖ.6.yy




İSKİT  İÇECEK KUPASI



TRAKYA'DA BULUNMUŞ







____________TÜRK KÜLTÜRÜ____________







21 Ekim 2013 Pazartesi

ATLARDA KUYRUK BAĞLAMA


PAZIRIK HALISINDAN DETAY (MÖ.4.-3.yy)


PAZIRIK HALISINDAN DETAY


At kuyruğunu bağlamak 
Vatan, millet, aile, ar, namus uğruna 
şehit olmaya 
hazır olduğunu simgeler.




Bahaaddin Öğel : 

“At kuyruğu eski Türk inanç ve ananelerinde önemli yer tutmuştur. At yiğidin ikinci nikahlısı sayılmıştır. Bu nedenle savaşa çıkan yiğitler atlarının kuyruklarını keser ve mızraklarının ucuna bağlarlardı. Kuyruğu kesilen at dul sayılırdı...”


Prof. Dr. Nejat Diyarbekirli : 

"Bordürlerde birbirini takip eden atlı süvariler yer alıyor. Süvarilerin bindiği atların tümünün de kuyrukları ortadan bağlıdır. Çünkü eski Türk hakanları, savaşa giderken bu atların kuyruklarını ortasından bağlamışlardır. Bir kısmı da kuyruğunu kesmiştir."


Kaşgarlı Mahmut (D. L. T., 1.cilt):

“At kuyruğunu bağladık,
Tanrıya da çağladık.
Üzengi yakladık,
Aldayıp güya çekindik”.

...


Part Atışı yapan Türk Savaşçı ve Atının Kuyruğu


Selçuklular'da kılıç ve kalkan oyunun sergilenişini betimleyen minyatür (Ayasofya Kütüphanesi.4197)






II.Osman Hotin kuşatmasında


Memluklar 1371 tarihli bir kitaptan




EFLAK / Romanya (VLAD'IN ORDUSUNDAN BİR SAVAŞÇI / WALACHİ ----- AKINCILARI TAKLİT ETMEK DİYE BUNA DENİR İŞTE, ATLARIN KUYRUKLARI BİLE BAĞLI !!!!)


Komançi 18.yy

Cheyenne/Şayen, erken 1800

















Crazy Horse and Sitting Bull Rally Lakota Warriors


Koban Kurganından MÖ.1100-400


Selçuklu 11.-12.yy


Selçuklu 11.-12.yy


Vezir


Memlük



Tatar



HUN



Türk-Moğol minyatür


Selçuklu 11.-13.yy

Selçuklu parası


Memlük minyatürü


Sogd / Kumaş üstünde




Şayenler / Cheyenne River Lakota shield cover, ca. 1880s South Dakota , "A Song for the Horse Nation"




Sasaniler arasında Türkler de vardı.



Sasaniler arasında Türkler de vardı.


SARMATLAR/ALANLAR ,Cast of a relief from Trajan’s Column.
Conrad Cichorius, Die Reliefs der Traianssäule nach Conrad Cichorius.
113 AD,Tafel XXVIII: Reiterschlacht gegen Sarmaten (Szene XXXVII)



BURADA SARMATLARIN KIYAFETLERİ DE ÖNEMLİ , 
ÇİN KAYNAKLARINA GÖRE KÜRK GİYİMİ 
İSKİTLER DE GÖRÜLÜRDÜ. 
ATLARIN DA KÜRKLÜ VE KUYRUKLARININ BAĞLI OLMASI İLGİNÇ !


SARMAT/ALANLAR - AT KUYRUĞUNUN BAĞLI OLMASI VE "DÖRTYÖN" TAMGASI ! DIŞOĞUZ / OK DAMGASI







PARTLAR / PARTLAR "DIŞOĞUZ" GİBİ "DIŞİSKİTLİ" OLARAK BİLİNİR, 
YANİ DIŞLANMIŞ İSKİTLİ TÜRKLER 
(bk.Firudin Ağasıoğlu - Saka/Kimmer)



AHAMENİŞ / ACHAEMENID 



AHAMENİŞ / ACHAEMENID
(Açıklamada Persli  Yunanlı ile savaşıyor diye verilmiş ama,
Atın Kuyruğu öyle demiyor!)



AHAMENİŞ MÖ.5.-4.yy SİLİNDİR / ATIN KUYRUĞU
Açıklamada  Persli  atlı pantalon giymiş diye geçiyor,
Lakin herkes biliyor ki pantalon Türk kültüründe vardı!








ÇİN / Türkler Batı'dan çok Doğu'ya göçmüş ve Çinleşmiştir.



ÇİN

"....dayanıklılık çok güçlü ve yöntemi Türk yele kesilmiş ....ince çeşitleri, koşum, at süs eşyaları, vb ait en az dört Chun Zhaolingliujun Türk at hatları ve ekipmanları, ve Doğu'nun Türk türüdür, Batı Türkleri ile bir ilişki var...."




TÜRKLER BATI'DAN ÇOK DOĞU'YA GÖÇMÜŞ VE ÇİNLEŞMİŞTİR.
Prof.Dr.AHMET TAŞAĞIL







Türklerde Okçuluk ve Osmanlı Yayı

ISSIK KURGANINDAN OTURAN ADAM VE KUYRUĞU BAĞLI BİR AT ,
MÖ.5.-3.yy , BRONZE ,
ALMATI / KAZAKİSTAN ,
Tray with figures of seated man and standing horse,
Issyk, Semirechye/Zhetisu (almaty region),
5th-3rd century BCE,
The Central State Museum of the Republic of Kazakhstan, Almaty




TÜRK KÜLTÜRÜNDE DEVAM EDEN BİR GELENEK İDİ....



***