Translate

11 Ekim 2013 Cuma

KUL-OBA KURGANI - TÜRK KÜLTÜRÜ


KUL-OBA ,MÖ.400-350 SFENKSLİ ALTIN BİLEZİK




İskit Sanatının anlaşılması bakımından, Esik, Kul-Oba ve Pazırık kurgan buluntuları önemli bir yer tutmaktadır.



Gold bracelet with protomes of sphinxes,400-350 BC
Kul-Oba burial mound, Bosporan kingdom,Kerch.


***


Talihin garip cilvelerinden biri şudur ki, İtalya’da Etrüsk mezarlarının dikkati çektiği  sırada, Rus çarlarına Orta Asya’da ve Sibirya’nın bir çok yerlerinde hazine dolu mezarların bulunduğu haber veriliyordu. İşte Avrupa müzelerinin Etrüsk sanat eserleriyle dolduğu sıralarda da, Rus müzeleri ve bilhassa Petersbug’daki Ermitaj müzesi, vaktiyle Türk İmparatorluğu’na ait topraklar olup, sonradan birer Rus vilayeti haline gelmiş bölgelerdeki mezarlardan çıkarılan hazinelerle dolup taşmağa başlamıştır. Söz konusu mezarları kaplayan ve hep türkçe ad taşıyan dağ ve nehirlerin civarında bulunan höyüklere yerli halk tarafından “kurgan” denilmekte idi. Bu kelime eski türkçede (“kurmak” mastarından) yapı manasına gelirdi. Orta Asya’da, bu mezarların bulunması Rus bilginleri bakımından içinden çıkılmaz müşkül durumlar yaratmıştır.(62)

Tarafsız bilinen Rus bilginleri bile kurganları iki kategoriye ayırmışlardır: Bronz çağı kurganları, demir çağı kurganları. Demir çağında Orta Asya’nın anılan bölgelerine, hep Türklerin oturmuş olduğu bilindiğinden, bu çağda yapılmış kurganların Türklüğe ait olduğu inkâr etmek mümkün değildi. Bronz çağına ait kurganlara gelince, bunlarda bulunan sanat eserlerine ayni motifler ve ayni teknik görüldüğü halde, bu eserlere Türk olmayan sahipler arandı. Şimdilik Sovyetlerin resmî ilmi bunlara “İskit sanat hazineleri” adını vermeğe münasip görmektedir.... 

DİPNOT:
62) Bir taraftan Rus İmparatorluğu’na tabi Türk kavimlerini hor görmeleri, bit taraftan da kazıların meydana çıkardığı yüksek medeniyete karşı duydukları hayranlık bu bilginleri mevcut tarihî ve ilmî gerçeği kabul etmelerini imkânsız kılmıştır. Söz konusu gerçeği itiraf etmemek için, bu bilginler kurnazca formüllere baş vurmağa mecbur olmuşlardır. Mikail Gryaznov adlı Rus arkeologu 1969 da fransızca olarak yayınlanmış “Güney Sibirya” (Editions Nagel, Genève) adlı eserinde bakın neler diyor: “Daha önceleri muayyen bir medeniyetin şu veya bu unsurunun hangi millete ve hangi ülkeye ait olduğunu tayin etmek büyük mesele teşkil ediyordu… 1939 dan sonra, bütün Sovyet arkeologları… araştırmalarını tarihî maddiyetçilik prensbi açısından yapmışlar ve bilhassa eski toplulukların ekonomik hayatının gelişme derecesini incelemeği hedef edinmişlerdir…” (s. 21, 24, 42) …. 

Göründüğü gibi, Orta Asya medeniyetinin Türk kavimlerine at olduğunu gizlemek için, bu medeniyeti yaratanların etnik menşei hakkında hiçbir şey söylemeksizin, onları sadece ekonomik gelişmeleri açısından incelemek modası icat edilmiştir. 

Arkeolog Gryaznov, bütün peşin hükümlerine rağmen, ilmî gerçeğin kırıntılarının kaleminden dökülmesine mani olamamaktadır… (Kurganların göz önüne serdiği ince medeniyetin Türklere ait olduğuna dair bu gerçek Yirminci Yüzyılın şüphesiz en büyük ilmî kazancıdır.) Sovyet bilgini şöyle demeğe mecburdur: 

“… en büyük keşif 1039–1940 yıllarında, Kopiona köyü civarında, Kırgız asilzadelerine ait zengin bir mezarın ortaya çıkarılması olmuştur. Bu mezar altından yapılmış önemli sanat eserleriyle doludur.” (s. 20) 

HERKES BİLİYOR Kİ, KIRGIZLAR HALİS TÜRKTÜR… 

Bilgin devam ediyor: 
“Kudirgede yapılan kazılar da çok önemlidir. Çünkü bunlar Altay Türklerinin kültür ve sanatının tetkiki bakımından yeni bilgiler getiren vesikalar sağlamıştır.” (s. 21) 

“1946 ile 1954 arasında, bu kitabın yazarı… ilk defa olarak Sibirya’da, bronz çağı, demir çağı ve Türk çağına ait ufak köyler bulmuştur.” (s. 22) 

SANKİ BU BÖLGELERDE TÜRK OLMAYAN ÇAĞLARIN BULUNDUĞUNA DAİR İLMÎ DELİL VARMIŞ GİBİ... 


Rus bilgini bir de şöyle demektedir: 
“... Altay’ın Pazırık tipindeki zengin kurganları (münasebetiyle...), Kisselev, ilk defa olarak, 1949 da, bunların İsa’dan önce 5 inci ve 3 üncü Yüzyıllara ait İskit sanatı olduğunu reddetmiştir. Çünkü bu kurganlarla Moğolistan’daki Hunların ve Karadeniz bozkırlarındaki Sarmatların kurganları arasında benzerlik bulmuştur.” 
(s. 39) 

HERHANGİ TARAFSIZ BİR ANSİKLOPEDİYİ 
AÇIP BAKACAK İNSAN 
SARMATLARIN 
TÜRK OLDUKLARINI ANLAYACAKTIR



ARKEOLOJİK DELİLLER Bölümü: ADİLE AYDA (pdf)




_______________TÜRK TARİHİ_______________