Translate

22 Şubat 2013 Cuma

iNDOCHiNE / ViETNAM VE EMPERYALİZM



Filmden bir sahne
İndochine:

Çinhindi ya da Hindiçin, Güneydoğu Asya'da, Hindistan'ın doğusu ve Çin'in güneyinde kalan bölgedir. Çinhindi bölgesi, Myanmar, Tayland, yarımada Malezya'sı, Laos, Kamboçya ve Vietnam'ı kapsar. Bu kavram daha çok tarihte Fransız sömürgesi olan Laos, Kamboçya ve Vietnam'ı tanımlamak için kullanılır.

Birinci Çinhindi Savaşı ya da Fransa-Vietnam Savaşı, 1946 ile 1954 yılları arasında, Fransa ve destekçileri ile Kuzey Vietnam ve destekçileri arasında, Çinhindi'nde meydana gelen savaştır. Savaş sonucu Vietnam ikiye bölünmüştür.

Vietnam Savaşı ya da İkinci Çinhindi Savaşı, Doğu Bloğu ülkeleri olan Kuzey Vietnam, Çin Halk Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği ile ABD destekçisi olan anti-komünist Güney Vietnam ve başta ABD arasında yaşanan savaştır. Kore Savaşı'ndan sonra Soğuk Savaş'ın ikinci sıcak çatışması olmuştur.
Vietnamlı esirlere ABD askerlerince yapılanlar
Vietnam:
1954’te, yüz yıllık sömürge egemenliğinden sonra, Fransa, Dien Bien Phu’da aldığı büyük yenilginin ardından Vietnam’dan çıkmak zorunda kaldı. Fransa çıkıp giderken, Ho Chi Minh önderliğindeki Vietnam Komünist Partisi iktidarı almaya hazırdı.

Bununla birlikte Çin ve Sovyetler Birliği, Fransa’nın yenilgisinin emperyalizme karşı çok büyük bir darbe olabileceğinden ve Soğuk Savaşın terör dengesini bozacağından korkuyordu. Bu nedenle, Fransız ordusunun hüsran içinde kaçmasına izin vermek yerine, Ho Chi Minh’e bağlı birliklerin ülkenin kuzeyine, Fransızların da güneye kaydırılmasını sağlayan bir anlaşmayı dayattılar. Fransa, 1956’da yapılması planlanan genel seçime kadar ülkenin güneyini yönetmeye devam edecekti. Seçimin galibi tüm ülkenin kontrolünü ele geçirecekti.

Genel seçim asla ilan edilmedi. Bunun yerine ABD’de yaşayan bir Vietnamlı olan Ngo Ding Diem Vietnam’a getirildi ve ülkenin lideri olarak atandı. ABD, yoğun bir politik, ekonomik ve askeri müdahaleyle Güney Vietnam’da yeni bir devlet yarattı. Bu devlet daha sonra Kuzey Vietnam’a saldırmaya başladı. Başkan Eisenhower daha sonra, eğer özgür seçimler yapılmış olsaydı Ho Chi Minh’in oyların %80’ini alacağını düşündüğünü söyleyecekti. (Başkan Eisenhower, Mandate for Change, s.372)

Tüm bunlar, Sovyetler Birliği’nin bir yandan Çin diğer yandan da ABD ile yürüttüğü Soğuk Savaş doruk noktasındayken gerçekleşiyordu. ABD, henüz bir başka ülkenin kendi nüfuz alanının dışına çıktığını görmeye hazır değildi.

ABD müdahalesinin arkasında geleneksel emperyalist çıkarlar da yatmaktaydı. 1954 gibi erken tarihte, “ABD Haberleri ve Dünya Raporu”nda, ABD Niçin Hindiçin’de Bir Savaşı Göze Alıyor adlı bir makale yayınlandı. Söz konusu makalede şunlar söyleniyordu: “Dünyanın en zengin bölgelerinden birisi, Hindiçin’de zafer kazanana açılacak. Amerika’nın artan ilgisinin ardında yatan şey budur … bu savaşın gerçek nedenleri, kalay, kurşun, kauçuk, pirinç gibi kilit stratejik temel ürünlerdir. ABD bu bölgeyi her ne yolla olursa olsun kontrol altında tutmayı düşünüyor.” (4 Nisan 1954) 

Kuşkusuz ucuz işgücü konusu da söz konusuydu. Business Week’in (20 Nisan 1963) sözleriyle: “40’ların sonundan itibaren ve 50’lerden günümüze artan bir şekilde, bir sanayi dalından diğerine Amerikan şirketleri dış gelirlerinin giderek artığını keşfediyorlardı. Gelirleri genelde dışarda ABD’dekine göre esasen daha yüksekti.” 

Bunda şaşılacak bir şey yoktu, çünkü ücretler ABD’deki ücretlere göre çok çok düşüktü.
Güney Vietnam’da Komünist Parti, Diem ve ABD’ye karşı savaşmak için bir gerilla ordusu (NFL) örgütledi. 1968’deki Tet Saldırısına kadar, NFL Güney Vietnam’daki en büyük Amerikan karşıtı silahlı güçtü. Halk arasındaki, özellikle de kırsal alandaki kitlesel desteği sayesinde, NFL ani saldırılar yapıp hızla ortadan kaybolabiliyordu. Bu, CIA’in, halkın NFL’yi korumasını, ona yiyecek vermesini ve yeni gerillalar vermesini engellemek maksadıyla Vietnam halkına terör uygulamasına yol açtı. 1967’den itibaren, tüm aile fertlerinin öldürülmesi, CIA’in anti-terör uygulamalarının bütünsel bir parçası olmaya başlamıştı. (Fragging Bob, Douglas Valentine.)

Güney Vietnam ordusunun gerillaları yenilgiye uğratamayacağı belli oldukça, ABD savaşın içine daha derinlemesine dalmak zorunda kaldı. Vietnam’a silahlı Amerikan müdahalesi 1963’te başladı. ABD başkanı Lyndon B. Johson, Kuzey Vietnam’ı ilk bombalama emrini o yılın Ağustosunda verdi. Altı ay sonra, “Gök Gürlemesi” harekâtı –Kuzey Vietnam’ın bombalanması– başladı. Tek başına bu harekâtta, Vietnam’a, İkinci Dünya Savaşı sırasında atılan tüm bombalardan daha fazla bomba atıldı. Bu, Vietnam’daki her bir erkek, kadın ve çocuğun başına yaklaşık 150 kilo bombanın düşmesi demekti. Bu savaşta iki milyon Vietnamlı ve 50.000’den fazla Amerikan askeri ölecekti. Kimyasal silahlar, ülke yüzeyindeki bitki örtüsünün %10’unu tahrip edecekti.

ABD hükümeti, ormandaki yaprakların altına saklanan Vietnamlı gerillalarla savaşırken kimyasal silah kullanmakta tereddüt etmemişti. Açıktır ki, onlar için kimyasal silahlar sadece kendileri tarafından kullanılmadığı zaman kötüdür.

Vietnam’daki Amerikan askerlerinin sayısı 1963’te 23.300 iken 1966’ta 184.000’e çıkartıldı. Ocak 1969’da Vietnam’daki Amerikan askerlerinin toplam sayısı en yüksek değerine, 542.000’e ulaştı. Buna rağmen ABD ordusu, Vietnam’a boyun eğdiremedi.
31 Ocak 1968 gecesi, Kuzey Vietnam ordusu ve NFL, Tet Saldırısına girişti. NFL yeni yıl şenlikleri için ilan ettiği ateşkesi bozdu ve Amerikan ordusunu Khesan bölgesindeki bir saldırıyla oyaladıktan sonra, içlerinde Güney Vietnam’ın başkenti olan Saygon’un da bulunduğu yüzden fazla şehre girdi.

Amerikalılar gafil avlanmışlardı. Saldırı sırasında, gerilla ordusu ABD elçiliğini dahi ele geçirmeyi başardı. NFL, ilişkileri ve casusları aracılığıyla, silahları, cephaneyi ve patlayıcıları saldırıda kullanmak üzere gizli bir yere saklamayı başarmıştı. Sabah 3:15’te bir grup gerilla, taksiyle elçiliğe geldiler. Beş dakika içinde görevli beş muhafızı öldürmüş ve binayı ele geçirmişlerdi. Gerillalar ayrıca Güney Vietnam ve Amerikan ordusuna ait karargâhları ve Saygon Havaalanının kuzeyinde yer alan Bienhoa’daki büyük Amerikan üssünü de ele geçirdiler. Saygon’daki ana radyo istasyonuna saldıran on dört gerilla, 18 saat boyunca kuşatma altında kaldıktan sonra kendilerini bina ile birlikte havaya uçurdular.

Taarruzun boyutu ve alanı Amerikalı generalleri şaşırtmıştı. Generallerden biri saldırıyı, her baskın sırasında lambaların yandığı bir pinball topunun hareketine benzetiyordu. Hiç şüphe yok ki bu tarihteki en cesur askeri saldırılardan birisidir. 1967 Eylül ayında, savaşın askeri bir çıkmaza girdiğini ve bunun değiştirilmesi için bir şeylerin yapılması gerektiğini anlayan Kuzey Vietnamlı general Giap, o günden itibaren bu saldırıya hazırlanmıştı.

Bununla birlikte saldırı askeri bir başarı değildi. NFL 50 binin üzerinde, Amerikalılar ve Güney Vietnamlılar ise 6 bin insan yitirdiler. Buna ilaveten NFL, Güney Vietnam’daki komuta kademesinin büyük bölümünü kaybetti. Birkaç gün içinde işgal ettikleri yerlerden çekilmek zorunda kaldılar. 

Tet Saldırısı Vietnam Savaşı sırasındaki gerilla faaliyetinin doruk noktasıydı, fakat aynı zamanda savaşın geri kalan kısmında marjinalleşmesinin de başlangıcıydı.
NFL, Tet Saldırısının şehirlerdeki kitleler arasında bir ayaklanmanın kıvılcımı olacağını ummuştu. NFL’nin Stalinist liderleri, musluk açıp kapar gibi bir kitle hareketi yaratmayı düşünürken yanılıyorlardı. Ayaklanma çok sınırlı kaldı. Tet Saldırısından sonra, ABD’ye karşı yapılan mücadelenin büyük bir kısmını düzenli Kuzey Vietnam ordusu yürüttü.

Sonradan görüldüğü üzere, Tet Saldırısı farklı türden bir dönüm noktasına yol açarak, Amerikan işçi sınıfının düşüncesini güçlü bir şekilde etkiledi. İlk defa böylesine büyük bir savaşta, televizyonun gücü ortaya çıktı. Elli milyon insan savaşın getirdiği yıkımı izledi. ABD hükümeti artık savaşı temiz, basit ve kolay kazanılan bir şey olarak sunamaz hale geldi. Song My (My Lai’deki ufak bir kasaba) katliamına ilişkin gerçekler sonradan medyaya sızmaya başladığında, birçok insanın savaşla ilgili görüşleri tamamen değişti ve ülke içi muhalefette patlamalı bir artış yaşandı.

Bir grup Amerikan askerinin Güney Vietnam’da küçük bir köyü işgal ettiği 16 Mart 1968 sabahında yaşananların gerçek hikayesi 13 Kasım 1969’a kadar su yüzüne çıkmadı.

Adam Silverman ve Kristin Hill, My Lai Katliamı: Bir Amerikan Trajedisi adlı eserde olayları şöyle anlatıyorlar:

“Amerikan askerleri, sığırlar, tavuklar, kuşlar ve daha da kötüsü siviller dahil olmak üzere hareket eden her şeye ateş ediyorlardı. Köylüler herhangi bir direniş göstermiyordu; fakat askerler kulübelere el bombası atmaya, emirler yağdırmaya ve herhangi bir ayrım gözetmeksizin öldürmeye devam ediyorlardı. Vahşet sabah boyunca devam etti. Bebekler öldürüldü, çocuklar vuruldu ve kadınlar vurulma tehdidi altında tecavüze uğradılar. Çok geçmeden 500 sivil ölmüş halde yerde yatıyordu. Fakat işleri bitmemişti… bundan sonra sıra köyün yakılmasındaydı. Cesetler, evler, erzaklar, yiyecekler; her şey yakılıyordu.”

Yüksek rütbeli subayların hem katliamdan hem de olayın örtbas edilmesinden suçlu oldukları ortaya çıktı. Fakat en sonunda dört asker mahkemeye çıkarıldı ve sadece birisi, Calley mahkûm oldu. O da üç yıllık ev hapsinden sonra Başkan Nixon tarafından affedildi.

Song My, tüm temel insan haklarının çiğnendiği en vahşi örneklerden birisiydi, fakat münferit bir vaka değildi, sivillerin öldürülmesi ve tacizi yaygın bir durumdu. Christopher Hitchens, Henry Kissinger Davası adlı yeni kitabında bunun boyutuna ilişkin bir ipucu veriyor. Yazar kitapta, ABD ordusunun 1969 başlarında gerçekleştirilen “Hızlı Ekspres” operasyonu sırasında 10.899 düşmanı öldürdüğünü kabul ettiğini, fakat sadece 784 adet silah ele geçirildiğini yazıyor.

Tet Saldırısının ardından, ABD ulusal güvenlik danışmanı Henry Kissinger kamuoyundaki değişimin sonuçlarını kavramıştı. 

“Harekâtımızın ne kadar etkili olduğundan bağımsız olarak, mevcut strateji artık belirtilen zaman içinde veya Amerikan kamuoyuna makul gelen düzeyde bir kuvvetle hedeflerine ulaşamaz.”

ABD’nin sanayileşmiş ülkeler arasında en az küçük-burjuvaziye (nüfusa oranla) sahip ülke olduğunu, işçi sınıfının Amerikan nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturduğunu unutmayalım. Bu nedenle Kissinger kamuoyundan bahsederken işçi sınıfından bahsediyor, bir avuç öfkeli üniversite öğrencisinden değil.

Çünkü Vietnam’da barışın gerçekleşmesine vasıta olanlar ne protestocu öğrenciler (öğrenciler askere alınmıyorlardı) ne de entelektüellerdi. Vietnam ordusunun askeri başarıları da değildi. Savaşa son veren, herkesten çok, üniforma giymiş ya da giymemiş durumdaki Amerikan işçi sınıfıydı.

1975’te, 28 yıllık savaştan sonra emperyalizm Vietnam’dan tamamen atıldı. 

Şimdi ABD emperyalizmi tekrar savaşa gitme tehdidinde bulunuyor. Acaba Amerikan işçi sınıfı bir kez daha onu durdurmanın vasıtası olacak mıdır ?

Jonathan Clyne
1 Ekim 2002

Amerikan liderlerinin ;
Sadece Vietnam, Irak ve Filipinler’de işlediği suçlar yüzünden , 
"KÖTÜ ve DİKTATÖR "dedikleri kişileri  "MELEK" yapar.


INDOCHINE 

Yönetmen: Régis Wargnier ,1992 - Fransa
Oyuncular: Vincent Pérez, Catherine Deneuve, Carlo Brandt

1930 -50 ler arası Fransızların Hindiçin'i sömürmesinin sona ermesi yıllarına denk gelen bir aşk filmi. Kauçuk çiftliğine sahip bekar bir Fransız kadın Éliane Devries ,himayesine aldığı Vietnamlı kız Camille ve Fransız subay Jean-Baptiste Le Guen. Aynı zamanda Hindiçin'de yaşananları gözler önüne seriyor. Emperyalizm ve kölelik.....

Fransızca olarak izlemek için :  1.Bölüm       2.Bölüm :         3.Bölüm :

İspanyolca dublaj / İngilizce altyazı ile (!) :



Vietnam ile ilgili bir başka güzel film de "Sessiz Amerikalı"dır.

The Quiet American

Yönetmen: Phillip Noyce , 2002 , ABD,Almanya,Avustralya
Oyuncular: Michael Caine, Brendan Fraser, Do Thi Hai Yen 

Yıl 1952... Gizemli ve egzotik şehir Saigon'da Vietnamlılar, Fransa'ya karşı yürüttükleri bağımsızlık savaşını sürdürmektedirler. London Times'in orta yaşlarındaki İngiliz muhabiri Thomas Fowler kentte bir yandan politik gelişmeleri takip ederken, bir yandan da yerel kültürü keşfetmektedir. Dini inançları nedeniyle boşanmaya yanaşmayacak olan Londra'daki Katolik eşi sebebiyle, çok sevdiği genç ve güzel Vietnamlı sevgilisi Phuong ile evlenememektedir. Yakın arkadaşı genç Amerikan ajanı Alden Pyle da Phuong'a aşık olup, onu Fowler'ın elinden almaya kalkınca herşey bir anda altüst olur. Fowler'ın sadece aşk hayatı tehlikeye girmekle kalmamış, aynı zamanda ABD'nin savaştaki rolü hakkında da rahatsız edici bilgiler öğrenmeye başlamıştır. 

Bu film Amerika'da otosansüre uğramıştır. 


30 MART 1965 Ho Chi Minh Kenti yani SAYGON/Saigon - Bir bombalama olayı, 2 Amerikalı ve Birçok Vietnamlı öldü. Bu bombalayı CIA'nın yaptığına dair iddialar vardı.! (Doğrudur !) 

               Savaşı başlatan Kuzeyliler değil CIA idi. 
                                          Taktik hiçte yabancı değil ....


İyi seyirler
SB.



Napalm bombasının etkisiyle yanmış Vietnamlı bir ÇOCUK 

***