Kültepe eski Kaniš ören yeri Kayseri’nin 20 km. Kuzey Doğusunda bugünkü Karahöyük köyünün yanında yer almaktadır. Bu höyükteki araştırmaların başlangıcı bir asır önceye gitmektedir. Kültepe höyüğünde ilk kazı, E. Chantre tarafından 1893 ve 1894 yıllarında yapılmıştır. Höyüğün doğu ve kısmen de merkezi kısımlarında sondajlar yapan Chantre, bir çok mimari kalıntıları, pişmiş topraktan yapılmış Hitit vazoları, ritonları hayvan heykelcikleri, gün ışığına çıkarmıştır.
Chantre, burada bulduğu eserleri, Mission en Cappadoce, (Paris 1898) adlı eserinde yayınlamıştır. H. Winckler, 1906 yılında yapmış olduğu kazılarda önemli eserler ele geçmediğinden yayınlamamıştır. Aynı yıl H. Grothe de küçük çapta bir araştırma yapmış ve bu araştırmayla ilgili olarak, Meine Vorderasien Expedition in 1906-1907, adlı eserinde bilgi vermektedir. 1925 yılında B. Hrozny, Kültepe’de kazıya başlamış ve höyüğün eteğindeki tarlalarda yaptığı kazıda 1000 kadar tablet bulmuştur. Böylece, tabletlerin bulunduğu yerin Asurlu tüccarların ve yerli halkın birlikte oturdukları kārum alanı olduğu anlaşılmıştır.
Bu kazıda bulunanlarla, Avrupalı seyyahların Anadolu’da dolaşırken satın aldıkları tabletler, çeşitli Avrupa müzelerine dağılmış ve Avrupalı bilim adamları tarafından seriler halinde yayınlanmıştır. Söz konusu yayınlara ilerde değineceğim.
Kültepe’de sistemli kazılara 1948 yılında Türk Tarih Kurumunun desteğiyle ve Prof. Dr. T. Özgüç ‘ün teşebbüsüyle başlanmış ve halen devam etmektedir. (2007)
Kültepe’de kazılar iki ayı yerde; biri Eski Kaniš Şehri’nin olduğu höyükte diğeri ise, höyüğün eteğindeki sonradan kārum şehri olduğu anlaşılan yerde yapılmıştır.
Her iki yerleşim yerinde de dört yapı katı ortaya çıkarılmıştır. İlk iki tabakada yazılı belge ortaya çıkmamıştır. Bunlar IV. ve III. tabakalar olup Eski Tunç Çağı katlarıdır. Söz konusu Çağ (M.Ö: 3000-2000) da Kaniš etrafı surlarla çevrili bir kent olmalıdır. Bu dönemde Orta Anadolu’da şehir devletlerinin varlığını Akad Krallarının kahramanlıklarını anlatan, Boğazköy ve Kültepe’de bulunmuş olan belgelerden öğrenmekteyiz. 1958 yılı Kültepe kazısında bulunan ve yakın zamanlarda yayınlanan belgede, Akadlı Sargon’un batı seferinde Kaniš’e de geldiği anlaşılmaktadır (15)
Kaniš Şehri’nin III. bin yılın ikinci yarısından itibaren gelişerek önemli bir merkez haline geldiği biliniyor. Kaniš kārumunun II ve Ib katı tam planlarıyla korunmuş yapıları, yazılı belgeleri, güzel sanat eserleriyle Önasya’nın kendine özgü bir dünya ticaret merkezi olduğu görülür. II- Ib katı binalarının yapı teknikleri ve planları birbirine benzerdir. II-Ib katı yapılarının temelleri taştır, andezit kolay kırıldığından yapı ustaları düz taşlar kullanmışlardır. Üstüne kerpiç duvarın bastığı taşların düzgün olmasına özen gösterilmiştir. Harç her zaman olduğu gibi çamurdur. II. kat yapılarında taş direk kullanılmamıştır. Ağaç dikmeler dam örtüsünü taşıyan ahşap kirişlere kaide görevi yapmıştır. Evler sıvalı olup, odaların tabanları sıkıştırılmış topraktır. Evlerden bazılarının dar ve uzun odaları veya merkezî salonun yarısı taş döşemelidir.
Evlerin planları dikdörtgendir. Üst katta bir oda bulunup, hayatın önemli bir kısmı zemin katta ocaklı, fırınlı ve tandırlı odada geçiyordu (16). Asurlular Aşağışehrin sınırlı bir bölümüne topluca yerleşmişlerdir. Asurlularla teması olan yerli tüccarların da onlara yakın mahallelerde oturdukları bilinir.
Yerli halkın büyük kısmı Aşağışehrin geniş mahallelerinde oturuyorlardı. Nüfusun büyük kısmını yerliler tüccarların çoğunluğunu da Asurlular oluşturuyordu (17)
M.Ö. II. bin yıl başlarında Yukarı Mezopotamya’daki Asur şehrinde oturan büyük tüccarların sermayelerini birleştirmek suretiyle şirketler kurup Anadolu ile ticari ilişkilere giriştiklerini anlıyoruz. Anadolu’da varlığını bildiğimiz şehir beyleri Asurlu tüccarlara saraylarının ihtiyacı olan kalay ve mamul eşyayı sağlamaları karşılığında onlara şehirlerin etrafında oturma imtiyazı vermişlerdir. Böylece, Anadolu’ya gelerek pek çok şehirde birer ticaret mahallesi oluşturan Asurlu tüccarların hepsinin Kaniš kārumu’na bağlı olduğu da anlaşılmıştır. O günkü Anadolu’nun bir çok şehrinde bir kārum ya da wabartum bulunmasına rağmen Kaniš kārumu merkez kārum
olup, Asurlu tüccarların en yüksek temsilcisinin Kaniš’te bulunduğu bilinmektedir.
Asurlu tüccarların, Mezopotamya’da Sumerlilerin M.Ö. 3200 yıllarında icat ettikleri çivi yazısını Anadolu’ya getirdikleri anlaşılmıştır. Çivi yazısıyla ve Eski Asurca olarak yazılan 5-10 cm. eninde ve 10-15 cm. boyunda olan kilden tabletlerle Anadolu’da tarihi dönemlere geçilmiştir.
Kültepe Kaniš Kazılarıyla İlgili Yayınlanan Raporlar
1948 yılı kazısı raporu T. Özgüç tarafından yayınlanmıştır (18). Bu eserde Kaniš şehrinin Kayseri civarındaki konumu, Kaniš şehrinin doğu ve batıya giden yıllara göre durumu, kazılarda ele geçen eserlerin tarihlenmesi üzerinde durulmuştur.
1949 yılı kazısı raporu T. Özgüç tarafından hazırlanarak Türk Tarih Kurumu yayınları arasında çıkmıştır (19).
Bu yılda (2007) ele geçen maddi kültür kalıntılarının hangi kavme ait olacağı üzerinde durulmuş ve bu eserlerin Hititlere ait olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. Böylece, Koloni Devri’nde Hititlerin Anadolu’da yaşadıkları arkeolojik materyallerle de tespit edilmiş oluyordu. Zira, burada ele geçen eserler M.Ö. 17. ve 16. yüz yıllardan itibaren Hititlerin kullandığı eşyaların aynı olduğu görülmektedir.
1956 yılında Kaniš harabelerinde yapılan kazıda büyük bir odanın içinde 2 adet çivi yazılı tablet ele geçmiştir. Bu belgeler hem bölgenin hem de Anadolu’nun ilk tarihi belgesi olup, Mama Kralı Anum-Hirbi’nin Kaniš kralı Waršama’ya gönderdiği mektuptur. Mektup 1957 yılında K. Balkan tarafından yayınlanmıştır (20).
Bu belgeler sayesinde, söz konusu dönemde varlığı bilinen krallıklar arası ilişkiler, tâbi-metbû ilişkileri ve bu dönemde vuku bulan olayları öğrenmekteyiz. 1958-62 yılları kazı mevsimlerinde Kültepe höyüğünde yapılan kazılarda sarayda, Kaniš krallarının tasdikledikleri belgeler ele geçmiştir. Bu belgeler sayesinde, kralların isimleri, icraatları, sarayda görevli devlet erkanının isim ve unvanları, pozisyonları konusunda bilgi sahibi olduğumuz gibi, devlet ve saray teşkilatını tanıma imkanı da mümkün olmuştur. Kuššara krallarına ait Boğazköy’de bulunan Anitta belgesinden sonra burada ele geçen belgelerle, Kuššara kralı Pithana’nın Kaniš’te hüküm sürdüğü, onun ölümünden sonra Anitta’nın büyük kral olduğu ve oğlunu Alişar’a vali olarak atadığı anlaşılmış bulunuyor.
Kültepe’de yapılan kazılarla ilgili raporlar, Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından yayınlanmaya devam edilerek, 1959 yılında Türk Tarih Kurumu yayınları arasında yeni bir eser çıkmıştır (21).
Söz konusu eserde, Kaniš kārumunun binaları, şehirdeki cadde ve sokaklar, evlerde bulunan ocak, fırın, seramikler, mühürler, madeni eserler tasnif edilerek ilim alemine tanıtılmış oluyordu. 1986 yılında Kültepe Kaniš kazılarının hafiri tarafından yeni bir kitap yayınlandı (22).
Bu eserde, kazılarda ele geçen seramik eserlerin tümü incelenmiş, mutfak eşyaları, ölü hediyesi olan kaplar, dinî muhtevalı eserler konu edilmiştir. Özellikle asılları altın ve gürmüş gibi madenlerden yapılan ancak pişmiş toprak benzerleri ele geçmiş olan ve dinî törenlerde kralların tanrılara içki sunduğu riton denilen kaplar çok ilgi çekicidir. Bunlar, hayvan şeklinde ve ya boğa başı, insan başı, kayık ya da çizme şeklinde olan kaplardır.
Kültepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkarılan saray ve tapınaklarla ilgili bir diğer çalışma yine kazının hafiri tarafından yapılmıştır (23).
Söz konusu eserde saraylarda ele geçen seramik eserler, madeni eserler, mühürler, bullalar ve tablet ve zarf parçaları incelenmiştir. Ayrıca, mabetlerde bulunan arkeolojik buluntular tasnif edilerek verilmiştir.
Koloni Devri’nde Anadolu’da ölü gömme geleneğiyle ilgili bir çalışma, İ. Metin Akyurt tarafından yapılmıştır (24). Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan eserde, diğer eski Anadolu kentleriyle birlikte Kültepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkarılan mezar tipleri de araştırılmış ve sekiz adet farklı mezar türü incelenmiştir. Ayrıca mezarlarda bulunan eserler de burada belirtilmiştir.
Kültepe Kazılarında Bulunan Mühürler ve Tabletler Üzerindeki Mühür Baskılarıyla İlgili Çalışmalar
Kültepe kazılarında ele geçen mühürler ve mühür baskıları üzerinde ilk çalışma Nimet ÖZGÜÇ tarafından yapılmıştır. Kültepe’de Asurlu, Babilli ve Suriyeli mühür kazıyıcıların bulunduğu ve her birinin kendi ülkesinin mühür üslubunu getirdiği görülmüştür. Böylece her bir ülkenin mühür geleneği bilim adamları tarafından incelenmektedir. Kazılarda ele geçen mühür baskılarının tasnifleri yapılarak Anadolulu sanatkarların yaptıkları mühürler N. Özgüç tarafından bir kitap halinde yayınlanmıştır (25).
Eserde mühür baskılarındaki tasvirler incelenmiştir. Kültepe
Kaniš karumunun Ib katında ele geçen, damga ve silindir mühürler ve mühür baskıları da aynı bilim adamı tarafından yayınlanmıştır (26).
Ib katı mühürleri 4 ayrı grupta incelenmiştir. Bunlar, Anadolu mühürleri, Eski Asur mühürleri, Eski Babil mühürleri, Eski Suriye mühürleridir. Bullalar üzerinde bir diğer çalışma, Veenhof tarafından N.Özgüç’e Armağan isimli eserde yayınlanmıştır (27).
Kültepe’de ortaya çıkan mühür baskılarıyla ilgili yeni bir eser yine, N. Özgüç ile Ö. Tunca tarafından yayınlanmıştır (28).
Kültepe tabletleri üzerindeki mühür baskılarıyla ilgili bir başka eser, B. Tessier tarafından Sealing and Seals on Texts from Kültepe kārum Level 2, (İstanbul 1994) yayınlanmıştır.
R.L. Alexander Kaniš kārumundaki yerli mühür kazıyıcılarla ilgili bir çalışma yapmıştır (Native Group Cylinder Seals Engravers of Karum Kanish Level II, Belleten 43, s. 573-618).
M. Tosun, Kültepe metinleri üzerindeki mühür baskılarıyla ilgili bir makale yayınlanmıştır (Kapadokya Tabletleri Üzerindeki Mühür Baskıları, Belleten, IV. Türk Tarih Kongresi, Ankara 1952, s. 209-313).
Avrupa Müzelerine Dağılan Tabletler ve Yayınlanması
Kültepe’de 1925 yılı kazısında bulunarak, Avrupa’ya kaçırılmış olan ve bugün Avrupa müzelerinde bulunan tabletler seriler halinde yayınlanmıştır. Bu yayınlar ve serilerini aşağıda veriyoruz.
J. B. Nies Koleksiyonunda bulunan Kültepe metinleri, Babylonian
Inscriptions in the Collection of J.B. Nies serisinde yayınlanmıştır. Bu serinin IV. cildi A.T. Clay tarafından bilim alemine sunulmuş olup (29)’ bu seride toplam 233 belgeden, ilk 99 mektup, 100-114 mahkeme zabtı, 115-216 senet, 217-233 mektuptur. Özellikle, Asurlu tüccar Pušu-ken’in yazışmalarından oluşmaktadır. Ayrıca pek çok mektup Aššur-nādā’ya gönderilmiştir.
F.J. Stephens, aynı serinin altıncı cildini yayınlamıştır (30). Toplam 270 adet Kültepe metninden, ilk 135 adeti mektuptur. 136’dan 196’ya kadar iş dokümanı, 196-209 mektup, 209-211 mahkeme zabtı, 222-252 senet, 252-260 mahkeme zabtı, 260-270 iş dokümanıdır.
British Museum’da bulunan Kültepe tabletleri, altı ciltlik bir seri de yayınlanmıştır (31). Bu seriden 5 cilt S. Smith, tarafından yayına hazırlanmıştır. Birinci cilt 45 adet senet ve toplu kayıt belgesi ile 5 adet mahkeme zabtından oluşmaktadır.
İkinci cilt, Asurlu tüccarlar, Šallim-Ahum-Pušu-ken, İmdilum-Pušu-ken arasındaki mektuplaşmalar, İmdilum ve diğer bazı tüccarların yazışmalarıyla alakalı mektuplardan oluşmaktadır. Üçüncü ciltte, Aššur-idi-Aššur-nādā arasındaki yazışmalar, Inā’ya gönderilen mektuplar ve diğer tüccarların haberleşmelerinden oluşan 50 adet mektup vardır. Dördüncü cilt, pek çok Asurlu tüccarın birbirleriyle olan haberleşmelerinden oluşan 50 adet Kültepe metninden ibarettir. Beşinci cilt, mektuplar, mahkeme zabıtları ve senetlerden meydana gelmiştir.
Bu serisinin altıncı cildi, P. Garelli- D. Collon tarafından yayınlanmıştır (32).
Bu cilt mektuplar, senetler, iş dokümanları ve mahkeme zabıtlarından oluşmaktadır.
Rudolf Blanekertz Koleksiyonunda bulunan Kültepe metinleri, J. Lewy tarafından, yayınlanmıştır (33). Bu eserdeki Kültepe metinleri, mektuplar ve senetlerden meydana gelmiştir.
Frida Hahn Koleksiyonunda bulunan Kültepe tabletleri, J. Lewy tarafından yayınlanmıştır (34). Bu belgeler, Asurlu tüccarların birbirleriyle olan yazışmaları ve senetlerden ibarettir. Lewy’nin hazırlamış olduğu diğer bir eser ise (35), senetler, mektuplar, iş dokümanları ve mahkeme zabıtlarından oluşmaktadır.
Prag’ta bulunan Kültepe tabletleri, bir seri halinde yayınlanmıştır. Birinci cildi, B. Hrozny tarafından hazırlanmıştır (36). Bu ciltte, mektuplar, senetler, iş dokümanları, mahkeme zabıtları ve evlenme vesikası mevcuttur. Bu serinin ikinci cildi, Matouš tarafından yayınlanmıştır (37). Bu cilt, senetler, toplu kayıtlar, mahkeme zabıtlarından ibarettir.
Bu serinin son cildi, L. Matouš-M. Matoušova-Rajmova tarafından bilim alemine sunulmuştur (38). Bu eserde, mahkeme zabıtları, senetler, ev satış belgesi, borç mukaveleleri, mühürlerle birlikte yayınlanmıştır. Prag Müzesindeki diğer tabletler, K. Hecker-G. Kryszat-L.Matouš, tarafından yayınlanmıştır (39).
N.B. Jankovska, Klinopisnye Teksty iz Kjultepe Sobraniiakh, (SSSR Moskova 1968) isimli eserinde bir kısım Kültepe metni yayınlamıştır.
Heidelberg Üniversitesi ve Erlenmeyer Koleksiyonunda bulunan Kültepe tabletleri, B. Kienast tarafından yayınlanmıştır (40). Bu eserde, iş mektupları, senetler, mahkeme zabıtlarından oluşan 52 adet Kültepe tableti bulunmaktadır. Ayrıca Erlenmeyer Koleksiyonu ve her iki koleksiyona ait tabletler üzerindeki mühür baskıları bu eserde yayınlanmıştır. Das Altassyriche Kaufvertragsrecht Freiburger Altorientalische Studien, Beihefte Altassyriche texte und Untersuchungen (Stutgart 1984) isimli eser yine B. Kienast tarafından hazırlanmıştır. Giessen Üniversite Müzesi’nde bulunan Kültepe tabletleri, K. Hecker tarafından (Die Keilschrifttexte der Universitatsbibliothek Giessenunter Benetsung Nachgelenasser vorarbeiten von J. Lewy, Giessen 1966) yayınlanmıştır. Bu eserdeki Kültepe metinleri, senetler, mektuplar, mahkeme zabıtlarından ibarettir.
Liverpool Arkeoloji Enstitüsü’ndeki Kültepe tabletleri, Th. G. Pinches tarafından yayınlanmış olup, (41) mektup ve senetlerden oluşmaktadır.
Edinburg Müzesi’nde bulunan Kültepe tabletleri, S. Dalley tarafından (A Catalogue of the Akkadian Cuneiform Tablets in the Collections of the Scottisch Museum Edinburg with Copies of the Texts, Royal Scottisch Museum Information Series, Art and Archaeology, Edinburg 1979) yayınlanmıştır. Bu eser, mahkeme zabtı, mektup ve senetlerden oluşmaktadır.
Pennsylvania Müzesi’nde bulunan Kültepe tabletlerinin bir kısmı, W.C. Gwaltney tarafından HUCA 3 de yayınlanmıştır. (Cincinnati 1983). Bu tabletler, mektuplar, senetler ve mahkeme zabıtlarından oluşmaktadır. Bu müzedeki Kültepe metinlerinin diğer kısmı, F.J. Stephens tarafından, (The Cappadocian Tablets in the Universty of Pennsylvania Museum) yayınlanmıştır. Bu seride 15 adet kārumlar arası mektup, 5 adet mahkeme zabtı ve diğer iş dokümanlarıyla birlikte 45 adet belge mevcuttur.
Louvre Müzesi’nde bulunan Kültepe tabletleri, Tablettes Cappadociennes adı altında 3 cilt halinde yayınlanmıştır. Birinci cildi Conteneau (Paris 1920), yayınlamıştır. Bu ciltteki tabletler, Asurlu tüccarların mektuplaşmalarından ibarettir.
İkinci cilt, Thureau- Dangin tarafından (Paris 1928) yayınlanmıştır. Bu ciltte, Pušuken ve Ina’ya gönderilen mektuplar çoğunlukta gözükmektedir. Belgelerin tümü iş mektuplarından oluşmaktadır. Bu serinin son cildi ise, J. Lewy tarafından (Paris 1935) hazırlanmıştır. Bu cilt, mahkeme zabıtları, boşanma belgeleri, mektuplar ve senetlerden oluşmaktadır. Louvre Müzesi’nde bulunan tabletlerin bir kısmı ise, C. Michel tarafından, RA 81’de (Nouvelles Tablettes Cappadociennes du Louvre, 1987) yayınlanmıştır. Bu belgeler, mektuplar, muhasebe kayıtları, taşıma mukaveleleri, senetler ve zarflardan ibarettir.
Berlin Vorderasiatisches Museum’da bulunan Kültepe metinleri, K.R. Veenhof- E.K. Brandt tarafından hazırlanmıştır (42). Bu seride, iş dokümanları, senetler, mektuplar, mahkeme zabıtları, köle satışı hakkında Kültepe tabletleri mevcuttur.
Alişar’da bulunan Kültepe Ib tabakası ile çağdaş tabletler, I. J. Gelb tarafından OIP XXVII’de yayınlanmıştır. (Chicago 1935). Bu tabletler arasında, Anitta tarafından tasdiklenen belgeler mevcuttur. Nabi-Enlil arşivi olarak bilinen bu belgelerde mahkeme zabıtları, mektuplar ve senetler vardır. 54 nolu belge ise, Develi’de satın alınmış olup, Kaniš’ten Wahšušana’ya kadar yapılan harcamalardan bahseder.
Avrupalı bilim adamları tarafından Kültepe tabletlerinden hareketle yapılan çalışmalar bulunmaktadır. P. Garelli, Les Assyrians en Cappedoce, Paris 1963; M. T. Larsen, Old Assyrian Caravan Procedures, İstanbul 1967; Old Assyrian City-State and its Colonies, Copenhagen 1976; K. R. Veenhof, Aspects of Old Assyrian Trade and its Colonies, Leiden 1972; L.L. Orlin, Assyrian Colonies in
Cappadocia, Paris 1970. J.G. Dercsen, Old Assyrian Copper Trade in Anatolia, İstanbul-Leiden 1996; Old Assyrian Institutes, Leiden 2004.
Kültepe’de bulunan tabletlerin çoğunluğu senetler ve tüccarların birbirleriyle olan yazışmalarından ibarettir. Bu bağlamda bazı tüccarların yazışmaları toplanmak suretiyle bir bütün halinde yayınlanmıştır. Bu tür yayınlara ilk örnek, Metin İçhisar tarafından yapılan çalışmadır: Les Archives Cappadociennes des Marchand Imdilum, Paris 1981. C. Michel önce Innāya arşivini yayınlamıştır (Innayā dans les tablettes paleo-assyriennes, Paris 1991, vol 1. Analyse, vol. 2 Edition des textes),
Sonra ise, tüccarlar arası mektuplaşmalardan örneklerle bir eser hazırlamıştır: Correspondence des Marchand de Kanis, Paris 2001. M.T. Larsen, bir Asurlu tüccarın arşivini yayınlamıştır: The Aššur-nādā Archive (Old Assyrian Archives 1) Leiden 2002. B.L. Rosen, borç mukaveleleriyle ilgili bir eser yayınlamıştır: Studies in Old Assyrian loan Contraks UM 1, 1977.
Başlıca İstanbul ve Ankara Müzelerinde Bulunan Kültepe Metinleri Üzerine Yapılan Çalışmalar
İstanbul Arkeoloji Müzesindeki Kültepe Tabletlerinden bir kısmı, J. Lewy tarafından ilim alemine sunulmuştur (43). Bu eser Asurlu tüccarlar, İmdilum ve Inā’ya gönderilen mektuplar ile senetlerden oluşmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan Kültepe tabletlerinin diğer kısmı ise, V. Donbaz tarafından yayınlanmıştır (44).
Sadberk Hanım Müzesi’nde bulunan Kültepe metinleri, V. Donbaz tarafından, Sadberk Hanım Müzesi’nde bulunan Çivi Yazılı Belgeler, (İstanbul 1999) yayınlanmıştır.
Boğazköy’de bulunmuş olan, Da’a arşivine ait 50 adet tablet, H. Otten tarafından KBo serisinin 9. cildinde yayınlanmıştır (Berlin 1957). Bu belgeler de mektuplardan ibarettir.
1958 yılında Bursa Arkeoloji Müzesine satın alma yoluyla gelen 5 adet Kültepe metni, V. Donbaz- E. Horasanlı tarafından Belleten 158, (1976) de yayınlanmıştır. Yine Asurlu tüccar Innaya’nın arşivi, V. Donbaz tarafından RA 85 (1991) de yayınlanmıştır. Adana Müzesinde bulunan Kültepe metinlerinden biri, (Adana 237 b) yine V. Donbaz tarafından AfO 21 (1984) de yayınlanmıştır.
Kayseri Müzesinde bulunan Kültepe tabletlerinden 3 adedi, Landsberger tarafından Türk Tarih Arkeologya ve Etnoğrafya Dergisi 4 de yayınlanmıştır. (İstanbul 1940). Kültepe metinlerinin bu şekilde yayınlanmasıyla birlikte, Asurlu tüccarların Anadolu’da bir koloni ağı kurmak suretiyle Anadolu-Mezopotamya arasında ticaret yaptıkları anlaşılmıştır. Asurlu tüccarların Anadolu’da uzun süre yaşadıkları görülmüş ve bu belgeler okunduktan sonra Anadolu’da Asur Kolonileri, Anadolu’nun iktisadi yapısı ile ilgili çeşitli eserler yazılmıştır.
Bu eserlere bir göz atalım;
E. Bilgiç, Etilerden Önce Anadolu’da Maden Ekonomisi, İstanbul 1940-1941; Kültepe Metinlerinde Geçen Yerli Apellatifler ve Bunların Anadolu Dileri İçerisindeki Yeri, Ankara 1953; Kaniš kārumunun kronolojisi ile ilgili olarak, K. Balkan tarafından bir eser, Kaniš Karumunun Kronoloji Problemleri Hakkında Bazı Müşahedeler, (Ankara 1955) kaleme alınmıştır.
Kültepe ve Kayseri’nin tarihiyle ilgili bir çalışma Nezahat Baydur tarafından yapılmıştır. Kültepe ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, İstanbul 1970.
Kültepe Tabletleri Yayın Komisyonu 1986’da kurulmuş ve Kültepe tabletleri üzerinde çalışmalar hız kazanmıştır. Bu komisyonda, E. Bilgiçle birlikte, H. Sever, C. Günbattı, S. Bayram ve S. Çeçen yer almışlardır. Şu ana kadar AKT serisinden 3 cilt yayınlanmıştır. AKT I’de borç senetleri, mektuplar, kārum dairesinin kararları, ikribum olarak verilen parayla ilgili bir kayıt, mal teslimiyle ilgili belgeler yer almaktadır. Bilgiç-Bayram tarafından hazırlanan AKT II’de, toplu kayıtlarla ilgili belgeler, borç karşılığı rehin konusu, masraf listeleri, mahkeme zabıtları, Kaniš kārumunun kararları, Asur Şehir Meclisinin kararları ve iş mektupları mevcuttur. Bilgiç-Günbattı tarafından hazırlanan AKT III’de, senetler, mektuplar, mahkeme zabıtları, toplu kayıtlar, masraf listeleri yer almaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzesinden Çivi Yazısı Uzmanı Sumerolog V. Donbaz da bu komisyona dahil olup, Kültepe tabletlerini yayınlamaktadır. Özellikle, Ib tabakası dönemine ait olan, höyükte Waršama’nın sarayında bulunan ve Kaniš krallarının tasdiklediği iqqati vesikalarını, T. Özgüç’e Armağan, (1989); N. Özgüç’e Armağan, (1993); X. Türk Tarih Kongresi Bildirileri’nde (1990) yayınlamıştır.
K. Balkan, S. Alp’e Armağan’da (Ankara 1992), 1948, 1949 ve 1950 yılı kazı mevsiminde ele geçen tabletlerden 18 adedini yayınlamıştır.
1988 yılı Kültepe kazısında çıkan belgeler, AKT serisinde S. Bayram ve S. Çeçen tarafından yayına hazırlanmaktadır. Yine 1992 yılı kazı mevsiminde ortaya çıkan belgeler, C. Günbattı, S. Bayram ve S. Çeçen tarafından AKT serisinde yayınlanmak üzere hazırlanmaktadır. 1963 yılı kazısında bulunan belgeler İ. Albayrak tarafından yayına hazırlanmaktadır.
1956 yılı Kültepe kazısında bulunan tabletlerin bir kısmı, A.F. Karaduman, tarafından doktora tezi yapılmıştır. Bu tezde, mahkeme zabıtları, senetler ve EnnaSuen’in yazışmalarından oluşan mektuplar yer almaktadır.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde korunan bu tabletler, yabancı ilim adamları tarafından da yayınlanmakta olup, 1990 yılı kazısında bulunan vesikaların bir kısmı Fransız Asiriyologlar tarafından yayınlanmıştır (45). Bu eserde, Aššur-mutabbil’e gönderilen mektuplar, Šumi-abiya’ya görderilen mektuplar, senetler, mahkeme zabıtları ve tabletlerin zarfları yer almaktadır. Son olarak Veenhof tarafından Kültepe’de ele geçen Asur limum listeleri yayınlanmıştır (46).
Alman Assiriyolog K. Hecker, Kt. 1959, 1961 ve 1987 kazı dönemi tabletlerinin yayını üzerinde çalışmaktadır. K.R. Veenhof ise, 1991 yılı kazı mevsiminde çıkan tabletleri yayına hazırlamaktadır. Japon asıllı Kawazaki 1989 yılında ortaya çıkan Kültepe tabletlerini doktora tezi olarak hazırlamıştır.
Yukarıda bahsi geçen bilim adamları tarafından Kültepe belgelerinden hareketle yazılan makaleleri burada zikretmedim. Bunların da sayıları oldukça fazladır. Elimizde bulunan belgelerden Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda (M.Ö. 1975-1725) Anadolu’nun ve Eski Asur Devletinin siyasi, sosyal ve kültürel hayatını öğrenmekteyiz.
Sonuç
Kültepe kazıları sayesinde Anadolu’nun tarihi üç asır kadar geriye gitmiştir. Anadolu tarihine ait ilk yazılı belgeler Kayseri yöresinde bulunmuş ve bölgenin dört bin yıl öncesi tarihi araştırılarak, uluslararası ticaretin merkezi olduğu anlaşılmış bulunmaktadır. Kültepe Kaniš kazıları sonucunda, M. Ö. II. bin yılın ilk çeyreğinde Anadolu’nun şehir hayatı, saray hayatı, devlet teşkilatı, esnaf teşekkülleri, ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, Asurlu tüccarlarla yerli halk arasındaki ilişkiler, uluslar arası hukuk konusu ilk defa bu dönemde görülmüştür.
Kazılar sonucunda Anadolu tarihi kadar Eski Asur tarihini de öğrenmiş bulunuyoruz. Eski Asur Şehir Devleti’nin siyasi, sosyal, kültürel ve iktisadi hayatını Kültepe tabletleri yansıtmaktadır.
Aynı belgelerden, Mezopotamya’dan Anadolu’ya gelen ticaret yolları ve yollar üzerindeki kentler, kervansaraylar, yol güvenliği, posta örgütü gibi konularda bilgi edinmekteyiz.
Kültepe’de 50 yılı aşkındır yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan eserlere ait örnekler Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Ayrıca, bir kısım eserler, Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde teşhir edilmekte olup, 1948 yılından itibaren Kültepe kazılarında ortaya çıkarılan çivi yazılı tabletlerin tamamına yakını söz konusu müzede korunmaktadır. Kayseri dört bin yıl öncesinden itibaren önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuştur.
Koloni Çağı’nda olduğu gibi, Geç Hitit Şehir Devletleri ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde her zaman önemini korumuştur. Kayseri yöresinden gelen çok sayıda eser Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmesine rağmen müzenin teşhir salonlarının yetersiz kaldığını belirtmeliyiz. Kayseri Müzesi’ne gelen eserlerin daha iyi sergilenmesini sağlayacak daha büyük müzenin yapılmasıyla her bir döneme ait eserlerin ayrı ayrı salonlarda teşhiri imkanı sağlanacak ve bölgenin kültür mirasını tanıtma fırsatı verecektir diyebiliriz.
Yrd. Doç. Dr. Hasan Ali ŞAHİN
Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
CUMHURİYETİN 80. YILINDA KÜLTEPE KANİŠ KAZILARI
pdf için tıklayın:
_________________________________________
15) C. Günbattı, “Kültepe’den Sargon’a Ait Bir Tablet”, III. Uluslararası Hititoloji KongresiBildirileri, (Ankara 1998), s. 261-279.
16) T. Özgüç, Kültepe Kaniš/Neša, İstanbul 2005, s. 51-56.
17) T. Özgüç, Kültepe Kaniš/Neša, İstanbul 2005, s. 51.
18) T. Özgüç, Türk Tarih Kurumu Tarafından Yapılan Kültepe Kazısı Raporu 1948, Ankara 1950.
19) T. Özgüç, Türk Tarih Kurumu Tarafından Yapılan Kültepe Kazısı Raporu 1949, Ankara 1953.
20) K. Balkan, Mama Kralı Anum-Hirbi’nin Kaniš Kralı Waršama’ya Gönderdiği Mektup, Ankara 1957.
21) T. Özgüç, Kültepe-Kaniş Asur Ticaret Kolonilerinin Merkezi’nde Yapılan Yeni Araştırmalar, Ankara 1959.
22) T. Özgüç, Kültepe-Kaniş II, Eski Yakındoğu’nun Ticaret Merkezinde Yeni Araştırmalar., Ankara 1986.
23) T. Özgüç, Kültepe Kaniş/Neşa Sarayları ve Mabedleri-The Palaces and Temples of Kültepe, Kaniş/Neşa, Ankara 1999.
24) İ. Metin Akyurt, M.Ö. 2. binde Anadolu’da Ölü Gömme Adetleri, Ankara 1998.
25) N. Özgüç, Kültepe Mühür Baskılarında Anadolu Grubu, Ankara 1965.
26) N.Özgüç, Kaniş Karumu Ib Katı Mühürleri ve Mühür Baskıları, Ankara 1968.
27) K. R. Veenhof, On the Identification and Implications of Some Bullae from Acemhöyük and Kültepe, Nimet Özgüç’e Armağan, Ankara 1993, s. 645-657.
28) N. Özgüç-Ö. Tunca, Kültepe Kaniš: Mühürlü ve Yazıtlı Kil Bullalar- Sealed Inscribid Clay Bullae, Ankara 2001.
29) A. T. Clay, Babylonian İnscriptions in the Collection of J.B. Nies ( BIN IV, Letters and Transactions from Cappadocia New Haven 1927)
30) F. J. Stephens, Babyonian İnscriptions in the Collection of J.B. Nies BIN VI, Old Assyrian Letters and Business Documents New Haven 1944)
31) S. Smitth, Cuneiform Texts from Cappadocian Tablets in the British Museum (CCT I, London 1921; CCT II, London 1924; CCT III, London 1925, CCT IV, London 1927; CCT V, London 1956 )
32) P. Garelli- D. Collon, Cuneiform Texts from Cappadocian Tablets in the British Museum (London 1975).
33) J. Lewy, Die Kültepetexte der Sammlung Rudolf Blanekertz, Berlin 1929.
34) J. Lewy, Die Kültepetexte aus der Sammlung Frida Hahn Berlin, Leipzig 1930.
35) J. Lewy, Die Keilschrifttexte aus Kleinasien, Texte und Materialien der Frau,Leipzig 1932.
36) B. Hrozny, Inscriptions Cuneiformes du Kültepe I, ICK I Praha 1952.
37) L. Matouš, Inscriptions Cuneiformes du Kültepe II, Praha 1962.
38) L. Matouš-M. Matoušova-Rajmova , Kappadokische Keilschrifttafeln mit Siegeln aus den Sammlungen der Karisuniversitat in Prag, (Prag 1984).
39) K. Hecker-G. Kryszat-L.Matouš, Prager Kültepe-Texte I: Kappadokische
Keilschrift Tafeln aus der Sammlungen der Karlsuniverstat Prag Praha, 1998.
40) B. Kienast, Die Altassyrichen Texte des Orientalischen Seminars der Universitat Heidelberg und der Sammlung Erlenmeyer-Basel, Berlin 1960.
41) Th. G. Pinches, The Cappadocian Tablets Belonging to the Liverpool Institu of Archaeology.
42) K. R. Veenhof- E.K. Brandt, Altassyrische Tontafeln aus Kültepe Texte und Siegellabrollungen 1992.
43) J. Lewy, Keilschrifttexte in den antiken-museen zu Stanbul, İstanbul 1926.
44) V. Donbaz, Keilschrifttexte in den Antiken Museen zu Stanbul II, Stutgart 1989.
45) C. Michel-P. Garelli, Tablettes Paleo-Assyriennes de Kültepe I, Kt. 90/k İstanbul 1997.
46) K. R. Veenhof, The Old Assyrian List of Year Eponyms from Karum Kanish and its Chronological Implications, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 2003
......
****