Yürü bre yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekine misal
Seni eken biçer bir gün
Ağalar içmesi hoştur
O da züğürtlere güçtür
Can kafeste duran kuştur
Elbet uçar gider bir gün
Aşıklar der ki n'olacak
Bu dünya mamur olacak
Haleb'i Osmanlı alacak
Dağı taşa katar bir gün
Yerimi serin bucağa
Suyumu koyun ocağa
Kafamı alin kucağa
Garip anam ağlar bir gün
Yer yüzünde yeşil yaprak
Yer altında kefen yırtmak
Yastığımız kara toprak
O da bizi atar bir gün
Bindirirler cansız ata
İndirirler tuta tuta
Var dünyadan yol ahrete
Yelgin gider salın bir gün
Karac'oğlan der nasıma
Çok işler gelir başıma
Mezarımın baş taşına
Baykuş konar öter bir gün
KARACAOĞLAN
Karacaoğlan 17. Yüzyıl da yaşadığı sanılıyor. Yaşamı üzerine tam ve kesin bir bilgi yoktur. Nereli olduğu üzerine değişik görüşler ileri sürülmektedir. Şiirlerinden anlaşıldığı üzere Çukurava da doğup yörenin Türkmen Aşiretleri arasında yaşadığı anlaşılmaktadır.
Şiirlerinde yalın ve temiz Türkçe kullanır. Bu açıdan kendisinden sonra gelen pek çok ozanı etkilemiştir. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. Karacaoğlanın bir çok şiiri bestelenmiştir.
SB.
***