Translate

15 Kasım 2012 Perşembe

Osmanlı Sarayında Ermeni Ressamlar: Manas Ailesi




Manas tarafından yapılmış Sultan Abdülmecid


18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da eğitim alan gayrimüslim Osmanlı ressamlarının etkinlikleri Avrupai tarzda Osmanlı resim sanatı açısından önemlidir. Kurdukları atölyelerin, verdikleri derslerin, yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen sergilere katılmalarının yanı sıra bazıları Osmanlı saray ressamlığı yapmış, saray ve kasırların süslemelerinde çalışmıştır. Avrupa tarzında Osmanlı resim sanatının benimsenip gelişmesinde gayrimüslim Osmanlı ressamlarını katkısını göstermesi bakımından Manas ailesinin ressam üyelerinin etkinlikleri ayrı bir önem taşımaktadır. Fakat Osmanlı hizmetinde çalışmış gayrimüslim sanatçıların etkinlikleri hakkında yapılan araştırmaların sınırlı oluşu bu aile hakkında da birçok noktayı karanlıkta bırakmıştır. Bu çalışmada birinci el kaynaklara ulaşılarak Manas ailesinin ressamlarının iki yüzyıl boyunca etkinliklerine bakılmış, üstlendikleri roller tartışılmıştır. 


Kapadokya Ermenileri’nden Manas ailesi, 16. yüzyılda İstanbul’a yerleşmiş ve 18. yüzyıldan 20. yüzyıl başına kadar Osmanlı Sarayı için çalışmıştır. Manas ailesi ressamları, özellikle portre alanına, hem teknik hem de ikonografya açısından Avrupai tarzı yerleştirirken, Osmanlı resim sanatında yüzyıllardır varolan padişah portreleri geleneğini de sürdürmüştür.


18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaklaşık iki yüzyıl Osmanlı sarayı için çalışmış ailenin ressam üyelerinden Rafael Manas ve oğlu Manas .Manas Osmanlı resim sanatında tuval resminin öncüleri arasında yer alır. Zenop ve oğulları Rupen ile Sebuh Manas, Avrupa hükümdarlarının -saraylarının çalışma odasında ayakta, kılıcıyla, harita ya da kitaplar arasında- gösterildiği modelleri izleyen padişah portreleriyle Osmanlı resim sanatında önemli bir yere sahiptir. Sultan Abdülaziz döneminden itibaren etkin olan ailenin son saray ressamı Josef Manas ise fotoğraf ve resmin birlikte anıldığı dönemde iki tekniği birleştirerek yine Avrupa tarzında yaptığı madalyon portrelerle padişah portreleri geleneğini 20. yüzyıl başına kadar devam ettirmiştir. Diplomatik görevlerini sürdüren bu ressamların sanat eğitimleri de padişahlar tarafından desteklenmiştir.


18. yüzyılda Katolikliğe geçen Manas ailesinin üyelerinin -başta İtalya olmak üzere- Avrupa’da eğitim almaları, dil öğrenmelerinin yanı sıra sanatta da kendilerini geliştirmelerini sağlamıştır. Dolayısıyla hem Osmanlı devletinin dış ilişkilerinde gerekli 
diplomat ihtiyacını karşılayacak öncelikli kişiler arasında olmuş, hem de sanat alanında gerekli rolü üstlenmişlerdir. Bu kişilerin birincil mesleklerinin diplomat olduğu ve ‘saray ressamı’ olarak tanımlanmalarının sürekli saray çevresinde olup resim yapan ve istihdamlarının salt bu şekilde yapıldığı anlamına gelmediği anlaşılmaktadır. Sadece dede Manas, onun oğlu Rafael, Rafael’in oğlu Manas Manas için bu durum söz konusudur. Fakat Zenop Manas ve oğulları daha çok elçiliklerde görev yapmış ve aynı zamanda saraydan gelen resim siparişlerini yerine getirmişlerdir. Babadan oğula hem diplomatlık hem de ressamlık yapan bu hanedan, Avrupai tarzda yaptıkları padişah portreleriyle yönetici imgelerinin yaygınlaşmasını isteyen Osmanlı padişahlarının yenileşme hareketlerini sanat alanına yansıtan kişiler olmuşlardır. 


Monofizist doktrine bağlı ve Doğu’nun en eski kilisesi olan Ermeni Gregoryenlerinin bir grubu 18. yüzyıldan sonra Katolikliğe yönelmişlerdir (Ortaylı, 1985, s. 995). Fransa’nın önderliğinde sürdürülen Katolik propagandasının bir sonucu olarak ortaya çıkan Katolik Ermeniler Ana Kilise’den ayrılmıştır. İstanbul’daki sürtüşmeler sonucunda Rum ve Ermeni Patriki’nin şikâyetleriyle misyonerler ve Katolikliğe geçenler sınırdışı edilmiştir (Beydilli, 1995, s. 1). Rus-İran Savaşı’nda Ermenilerin Rusya ile yakın işbirliği içerisinde bulunmaları ve 4 Nisan 1828’de Rusya’ya ilan edilen savaş nedeniyle Katolik Ermenilerin sürgün edilmesi hız kazanmıştır (Şimşir, 1982, s. 21; Beydilli, 1995, s. 89). 18. yüzyıldan sonra Manas ailesi de Katolikliğe geçmiş olmalıdır. 1820’de Düzyan Ailesi, 1828’de Manas Ailesi sürgün edilen Katolik Ermeni ailelerindendir (Beydilli, 1995, s. 106; Çark, 1966, s. 143; Şimşir, 1982, s. 24).



Dr.Nurdan KÜÇÜKHASKÖYLÜ
Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü
devamı pdf olarak:






Kimin kimi şikayet ederek sürgüne yollattığı da gözden kaçmamalı.

SB