Translate

4 Kasım 2012 Pazar

UNUTTURULAN OSMANLI TARİHİ - Tekstil ve Fes




"GAVURA DAMIZLIK VERMEK UĞURSUZLUKTUR"





"BULUNMAZ HİNT KUMAŞI"    İLE   "FES"


Cengiz Özakıncı’nın da dediği gibi, çocuklara Osmanlı’nın çöküş sebebinin sadece askerî alanla ilgili olduğu şırıngasını aşılamaktı. Oysa tarih bilmediğimiz birçok ayrıntıyla doludur.

Hangi Osmanlı adlı bölümün başında Cengiz Özakıncı Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’yı yenen milletlerin imzaladığı bildiriyi yayımlamış. 23 Haziran 1919’da imzalanan bu metinin altında İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Japonya, Amerika ve Sırbistan’ın ismi geçiyor. 

Kısaca bu bildiride Türklerin ele geçirdiği her ülkenin yıkıldığı, Türklerde geliştirme yetisi olmadığı, Türklerin sadece savaşmayı bildiği yazılıp çizilmiş. Mustafa Kemal 28 Aralık 1999’da şu yanıtı vererek Osmanlı’ya çamur atıldığının altını çizmiştir: 

“… Ulusumuz küçük bir aşiretten, anavatanda bağımsız bir devlet kurduktan başka, Batı dünyasına, düşman içine girdi ve orada büyük çabalarla bir İmparatorluk kurdu. Ve bunu, bu İmparatorluğu, 600 yıl büyük bir yetkinlikle sürdürdü. Bunu başaran bir ulus yüksek bir yöneticilik yeteneğine ve yönetim örgütlenmesine sahiptir. Böyle bir durum yalnızca kılıç gücüyle gerçekleştirilemez…”

Ayrıca Cengiz Özakıncı Atatürk’ün kurduğu Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’nce yazılan ve 1931 ve 1941 arasında okutulan tarih kitabında yazılanların bir kısmını alıntılayarak, bize Osmanlı’nın Batı’ya karşı sadece askerî üstünlüğüyle fark atmadığını, aynı zamanda ekonomik ve bilimsel olarak da üstün olduğu gerçeğini aktarmıştır. Ve şu sonuca varıyor Cengiz Özakıncı:

 “Mustafa Kemal döneminde 1930’larda çocuklara okullarda verilen bu Osmanlı tarihi bilgisi onların beyinlerine ‘eğer bilim, sanayi ve teknoloji alanında üstünlük kuramazsak, askerî üstünlük de kuramayız’ yargısını kazımaktaydı.”

Cengiz Özakıncı metni şöyle bitiriyor: 

“… Çocuklarımız Osmanlı’nın yükseliş dönemindeki bilimsel, siyasal, ekonomik başarılarını bilmeli, yerli üretimi koruyup geliştirmenin önemini kavramalı, gâvura damızlık vermenin uğursuzluk getireceği beyinlere kazınmalı, Osmanlı’nın çöküş sebeplerini askerî yenilgiler dışında tün çıplaklığıyla görmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti’ni çöküşten koruyabilsinler.” 


DEVAMI
CENGİZ ÖZAKINCI : HANGİ OSMANLI 1
CENGİZ ÖZAKINCI : HANGİ OSMANLI 2







Fesin Ecnebi Kökeni ve Bir İngiliz Oyunu

Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı yobaz kesimin öteden beri sembolüdür fes… Atatürk düşmanı kafaya sorsanız “şapka” ecnebi/Hıristiyan başlığı, “fes” ise Müslüman/Osmanlı başlığıdır! Bu düşüncesi nedeniyle Atatürk düşmanı yobaz, adeta şapkanın üstünde tepinip, sabah akşam şapkaya küfrederken, fesi din ve iman simgesi sanarak sevip sayar, hatta bugün 21. yüzyılda kafasına kalıbı bozulmuş bir vişneçürüğü fes takıp, püskülünü gururla dalganlandıra dalgalandıra arz-ı endam eder! Onu bu fesli haliyle gören cemaat mensupları da “Adama bak amma Müslüman!” diye takdirlerini belirtmekten kendilerini alamazlar!...

Oysa ki Atatürk düşmanı yobaz kafa fena halde yanılmaktadır.

Her şeyden önce fesin Müslümanlıkla hiçbir alakası yoktur. Fesi ilk kullananlar da, fesi üretip Osmanlı’ya satanlar da Müslüman değildir!

Dahası, fes Osmanlı Devleti’nin geleneksel şer’i yapısı değişmeye, devlet Batılılaşmaya başladığı bir dönemde 19. yüzyılın başında reformist (yenilikçi) Osmanlı Padişahı II. Mahmut tarafından bir reform, bir modernleşme adımı olarak kullandırılmaya başlanmıştır. II. Mahmut Kaptan Hüsrev Paşa’nın Kalyoncu askerlerine giydirdiği TUNUS FESLERİNİ beğenerek devlet mamurlarının da aynı başlığı kullanmasını istemiştir. II. Mahmut 1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan sonra kurduğu Asaker-i Mansure-i Muhammediye ordusuna da fes giydirmiştir. 1829’dan itibaren din adamları ve kadınlar dışındaki herkesin fes giymesini zorunlu kılmıştır. 1832’den itibaren neredeyse herkes fes giymeye başlamıştır. II.Mahmut, devlet memurlarına fes kullanımını zorunlu tuttuğunda dönemin yobazları “Sarığımızı çıkartmayız!”, “Bu ecnebi başlığını kabul etmeyiz!” “Kahrolsun fes!” diye bağırarak fesin gavur başlığı olduğunu belirterek, fes takmayı reddetmişlerdir. Bunun üzerine II. Mahmut fesin “dinen caiz olduğunu” belirten fetvalar yayınlatmak zorunda kalmıştır.

Çok daha önemlisi Fes gerçekte bir Ortaçağ BİZANS BAŞLIĞI’dır. Yeniçağ’da Avrupa’da İSKOÇ BAŞLIĞI olarak da kullanılmıştır.

Aslına bakılacak olursa II. Mahmut’un  fes reformunun tek nedeni modernleşmek değildir. Bu durumun pek bilinmeyen çok ilginç bir nedeni daha vardır. 

Şöyle ki:

II. Mahmut bilindiği gibi 1838 tarihli Balta Limanı Ticaret Antlaşması’yla İngilizlere çok geniş ekonomik ayrıcalıklar vermiştir. Bu ayrıcalıklardan biri de İngiliz üretimi feslerin Osmanlı topraklarına pazarlanmasıdır. II. Mahmut daha bu anlaşmayı imzalamadan önce 1832'de fes giyilmesini zorunlu kılarak İNGİLTERE'DEN İTHAL EDİLEN FESLERE OSMANLI'DA BİR PAZAR YARATMIŞTIR.

Her şeyi en başından anlatalım:

İngiltere Kraliçesi Elizabeth 1583’te İngiliz ticaret temsilcisine, Cezayir ve Tunus’ta ‘Benettos Colorados Rugios’ (Kırmızı Renkli Başlık) adı verilen kenarsız bir tür kırmızı İskoç başlığı için Türkiye’de (Osmanlı’da) Pazar bulması buyruğu vermiştir. Bunun üzerine İngilizler, Fesi Tunus ve Cezayir gibi iller dışında bütün Osmanlı illerine pazarlamaya hazırlanmışlardır. Fes kelimesinin sözcük kökeni bakımından Kuzey Afrika’daki “Fez” şehriyle ilgili olması bunun böyle olduğu olasılığını güçlendirmektedir.

Özetle, İngiliz Kraliçesi 16. yüzyılda Osmanlı’daki elçisine “kenarsız kırmızı İskoç başlığı” diye tanımladığı, Cezayir’de ve Tunus’a pazarlanan fesin, bütün Osmanlı topraklarına yayılmasını istemiştir.

Cengiz Özakıncı’nın dediği gibi, İngilizler, İngiliz Kraliçesi’nin, “kenarsız kırmızı bir tür İskoç şapkası –fes- giye buyruğunu 250 yıl boyunca unutmamışlar, sonunda 1832’de II. Mahmut döneminde Türklere bunu giydirmeyi başarmışlardır”.

Osmanlı Devleti İngilizler dışında Avusturya-Macaristan'dan da fes satın almıştır bir dönem. Avusturya, Bosna-Hersek'i ilhak edince İstanbul'da Osmanlı Botkotaj Cemiyeti Avusturya feslerini protesto kampanyası başlatmıştır. Bu kampanya çok etkili olmuş ve çoluk çocuk, yaşlı genç tüm Osmanlılar başlarındaki fesleri çıkarıp üzerinde tepinmiştir.

Fesi Din-İman Sembolu Sananlara Kötü Haber:
Sonuç olarak bizim dinle kandırılmış yobazlarımızın din ve iman sembolü sandığı FES aslında İngiliz emperyalizminin Osmanlı’yı daha çok sömürmek için Osmanlı’ya pazarladığı bir ihraç malından başka bir şey değildir. Bugün OSMANLICI olduğunu göstermek için fes giyenler de aslında OSMANLICI değil OSMANLI'YI fesle sömüren İNGİLİZCİ olduklarının bilincinde değillerdir herhalde!.. Ayrıca fes, Osmanlı'nın haşmetli dönemlerini değil, Batı karşısında her bakımdan geri kalıp, emperyalizme sömürüldüğü dönemleri çağrıştıran bir semboldur. 

II. Mahmut özünde bir BİZANS VE İSKOÇ BAŞLIĞI olan fese karşı dinsel tepkileri önlemek için şeyhülislama “FES GİYMEK DİNEN CAİZDİR” diye fetvalar yayınlattığı için ve Atatürk'ün, yerine şapka giydirip kaldırdığı püsküllü vişneçürüğü/kırmızı FESİ din ve iman sembolü sanıp hala kafasından çıkarmayanlar var bu ülkede… 


SİNAN MEYDAN









Yerkürenin yuvarlak ve güneşin etrafında döndüğünü Avrupalılardan ilk açıklayanlar Kopernik (1540) ve Galile (1640) dir.  Halbuki bundan çok daha önce dünyanın yuvarlak olup döndüğünü El-Biruni (973-1051) ispat etmişti.  Dünyanın yuvarlak ve dönmekte olduğunu, yerçekimin varlığını Newton'dan asırlarca önce ortaya koydu. Henüz çağımızda sözü edilebilen karaların kuzeye doğru kayma fikrini 9.5 asır önce dile getirdi. (antik çağı karıştırmadım, çünkü orada da Sümer başı çekiyor !) Peki Darwin'in Evrim Teorisi ... o da yalan, çünkü Erzurumlu İbrahim Hakkı ondan 100 yıl önce söylemişti...





AMA HERKES HALA "BATI MASALLARIYLA" UYUTULUYOR !
ONLARA GÜNAYDIN DİYELİM :)