NEVALİ ÇORİ HÖYÜĞÜ - GÖBEKLİTEPE'NİN YAVRUSU
Nevali Çori, MÖ. 8500 - 8000
ŞANLIURFA
Nevali Cori is not as well known as it is slightly older celebrity 'brother' Gobelki Tepe but is in the same area and time period .
It is located in the legendary 'fertile crescent'.
The site is now lost it was examined from 1983 to 1991 in the context of rescue excavations during the erection of the Atatürk Dam below Samsat. Together with numerous other archaeological sites in the vicinity, Nevali Cori has since been inundated by the dammed waters of the Euphrates.
The settlement had five architectural levels. The excavated architectural remains were of long rectangular houses containing two to three parallel flights of rooms, interpreted as magazines. These are adjacent to a similarly rectangular ante-structure, subdivided by wall projections, which should be seen as a residential space. This type of house is characterized by thick, multi-layered foundations made of large angular cobbles and boulders, the gaps filled with smaller stones so as to provide a relatively even surface to support the superstructure.
These foundations are interrupted every 1-1.5m by underfloor channels, at right angles to the main axis of the houses, which were covered in stone slabs but open to the sides. They may have served the drainage, aeration or the cooling of the houses. 23 such structures were excavated, they are strikingly similar to structures from the so-called channeled subphase at Çayönü.
In terms of absolute dates, 4 radiocarbon dates have been determined for Nevalı Çori. Three are from Stratum II and date it with some certainty to the second half of the 9th millennium BC, which coincides with early dates from Çayönü and with Mureybet IVA and thus supports the relative chronology above. The fourth dates to the 10th millennium, which, if correct, would indicate the presence of an extremely early phase of Pre-Pottery Neolithic B at Nevalı Çori.
Archaeological data suggest two different areas with independent sheep domestication events in Turkey: the upper Euphrates valley in eastern Turkey, where the most important reference is the Nevali Cori settlement, considered the oldest domestication site in the Near East and Central Anatolia (particularly, the Catal höyük and Asikli höyük sites.
....
Nevali Çori'den Göbeklitepe'ye... (.......)
Bu merkezde ele geçmiş sayıları yüzün üzerindeki küçük tasvirli eserler, çok değişik bir anlayışı yansıtmaktadır. Bunlar arasında panter, arslan, ayı, yaban domuzu, yabani at ve uçan akbabaların bulunduğu, Orta Fırat Bölgesi Erken Holosen Dönem faunasının tasvirleridir. Diğer önemli bir buluntu grubunu da Minyatür kabartmalı payeler oluşturur.(T) biçimli payelerin tasvirleri olan bu örnekler, bölge için farklılaşan yapı tiplerin habercisidir.
Çayönü ve Nevali Çori , mimaride bazı işlev alanlarının birbirinden kesin olarak ayrıldığı düzenli ve örgütlenmiş bir yerleşim görünümündedir. Bu durum, ekonomik ve sosyal açıdan sınıflara ayrılmış bir toplumun varlığına işaret etmektedir. Taş binalar, gerek yapımları ve gerekse donanımlarıyla depo—evlerden kesin bir şekilde farklılaşmaktadır. Bu yapılar, eski Yakındoğu’nun en eski kültür yapıları olarak nitelendirilebilir.
Sonuçta, Doğu toros Dağları’nın sınırladığı Yukarı Mezopotamya, çeşitli ekonomik esaslara sahip toplumların yoğun olarak saptandığı tek yerleşim bölgesini oluşturmaktadır. “Nevali Çori Kültürü” ve Karacadağ’ın doğusundaki “Çayönü Kültürü”, belirgin olarak merkezi bir örgütlenmeyi yansıtır.
H.Hauptmann’a göre; Harran ovasının yüksek tepeleri üzerinde yer alan ve çakmaktaşı aletler ile taş heykellerin yapıldığı bu üretim merkezi, aynı zamanda gözlerden uzak bir tür dağ mabedini temsil etmektedir. Mezopotamya’nın geç dönemlerinde zikredilen Cennet Bahçesi’nin lokalize edildiği bu kesimde, “Eski Mezopotamya Uygarlıklarının Kökeninin Aranması” akla yakın gelmektedir.
Sayın Hauptmann, Erken Neolitik dönemde İç Anadolu ve Kuzey Mezopotamya’da iki farklı yerleşim modelinin görüldüğünü, ancak Çayönü ve Nevali Çori’yi seramikli Neolitik Dönemde bile (M.Ö. 7. Binde) takip eden bir yerleşmenin olmadığından bahsetmiştir. Belki bir gün Mezopotamya’da M.Ö. 6. ve 5. Binde (Hassuna-Samarra) saptanabileceğini düşündüğünü ifade eden, Alman araştırmacı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bahsedilen kutsal yapıların, Mezopotamya’da çok daha sonra, yani M.Ö. 5. Binde (Eridu 16. ve 15. tabakalarda olduğu gibi) rastlandığının altını özellikle çizmiştir.
Mimari ve şehirleşme gelişiminin Orta Anadolu’da farklı olduğunu söyleyen Hauptmann, Neolitik çağ yerleşmelerinden Aşıklı, Can Hasan, Çatal Höyük ve Köşkhöyük’te bu gelişimin doğrudan izlenebildiğini, Çatal Höyük’te ise hiyerarşik bir yerleşme planının seçilmediğinden ve M. Ö. 7. ve 6. Binde, oturulan mekanlarla kült işlevli yapıların arasında hiçbir farkın olmadığını belirtmiştir.
M.Ö. 5. Bin ortalarından yani Erken ve Orta Kalkolitik Dönem’de de aynı temel prensiplerin geçerli olduğunu, yani yerleşme planının düzeninde farksızlık prensibi ve oturulan, çalışılan ve kült işlevli yapıların farklı olması, çok sonra Hacılar’da karşımıza çıkmaktadır. Hacılarda bu dönemde, yerleşme tahkimatlıydı. Bu özellik daha sonraki (M.Ö. 3. Binden itibaren) Eski Tunç Çağı merkezleri için de bir özellik oluşturacaktır (Örnek olarak Troia, Karataş, Beycesultan, Alişar ve Norşuntepe verilebilir.).(alıntıdır)
Nevali Çori
ve Göbeklitepe'yi kazan Klaus Schmidt
Kayıp Medeniyet NG belgeseli
Prof.Firudin Ağasıoğlu Celilov'un kitabında Göbeklitepe'deki Taşların Sırrını öğrenebilirsiniz.
(Azerbaycan türkçesi ile yazılmıştır.)
DAŞBABA- linkten indirebilirsiniz.
__________________________.