Translate

5 Mart 2014 Çarşamba

Truva ve Etrüsk





TROYA SAVAŞLARINA KATILAN KAVİMLERİN 
K İMLİKLERİ VE KÖKENLERİ ile
TRUVA - ETRÜSK - TÜRK BAĞI

M.Ö.1240-1230 tarihleri arasında meydana gelen ve Eskiça ğ’ın Birinci Dünya Savaş ı olarak nitelendirilen Troya Savaş ları , Troyalı’lar ile Aka’lar arasında cereyan etmi ştir. Troyalı’lar ve Aka’lar bu savaşa pek çok kavmin desteğ ini alarak katılmı şlardır. Bu Savaş a, Dünya Savaş ı niteli i kazandıran da Doğ u’yu ve Batı’yı temsilen sava şa müttefik olarak iş tirak eden kavimlerdir. 

Bu kavimler arasından, içlerinde Türk kavimlerinin de bulundu ğu bazı kavimler, di ğer baş ka kavimlerle karı şıp kaynaş arak yeni kavimler ortaya çıkmasını da sağ lamış lardır. İşte Troya Savaş ları’na katılan bu kavimleri kimlikleri ve kökenleri itibariyle ara ştırıp, ortaya koymuş bulunuyoruz. 



TROYALILAR TÜRK MÜDÜR? 

Bütün bu de erlendirmelerden ayrı olarak, Troyalılar Türk Müdür? sorusuna da değ inmemiz yerinde olacaktır: 

Anadolu M.Ö.2.binyılın baş larında Mezopotamya’dan Anadolu’ya gelen Asur’lu tüccarların beraberlerinde çivi yazısını da getirmeleri ile tarihi devirlere girmi ştir. Ama sorun ş urada ortaya çıkıyor ki tarihi devirlere girilmeyen Eski Tunç Devri’nde yani M.Ö. 3000-2000 yılları arasında Anadolu’da hangi kavimler yaş ıyordu ve bu dönem kültürleri kimlere aitti. 

Burada Mezopotamya orijinli yazılı vesikalar az da olsa imdada yetiş mektedir. Çünkü Mezopotamya Anadolu’dan yaklaş ık 1200 yıl önce tarihi devirlere girmiş tir. M.Ö. 2350-2150 tarihleri arasında Mezopotamya’da güçlü bir imparatorluk kuran Sami kökenli Akkad’lar , bütün Sümer kentlerini egemenlikleri altına aldıktan sonra , komş u ülkeleri de istila etmeye baş lamşı lardır. Bu kom utanlardan biri de Anadolu’dur. 

Akkad Kralı’na ait olan Şarthamari Metinleri’nin Hattu şa arş ivinde bulunan nüshasından öğ rendiğ imize göre ( KBo III, 13 numaralı metin) , o devirde Anadolu’da ya şadıkları anlaş ılan ş ehir devletlerinden 17 tanesi Hatti kralı Pampa’nın önderli ğinde bir koalisyon oluş turmuş lar ve topraklarını korumak amacıyla Akkad Kralı Naram-Sin’e karş ı isyan etmiş ler fakat baş arılı olamamış lardı. Bu metinlerde 15. satırda geçen Türki Kralı da İlş u Nail’ di. 

Yukarıdan da anlaşılacağ ı üzere M.Ö.3.binyılın sonlarında Anadolu’da büyük bir devlet yoktu. Küçük krallıkların hüküm sürdüğ ü bu topraklarda herhangi bir dı ş tehlikeye karş ı birlikte hareket ediliyordu. 

Ş arthamari Metinleri, Anadolu orijinli değ ildir fakat Anadolu hakkında bize bilgi veren en eski yazılı vesikalardır. Bu vesikalar sayesinde Anadolu’nun o dönemdeki sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapısı hakkında az da olsa bilgi sahibi olabiliyoruz. Özellikle kral adlarından M.Ö.3.binyılda Anadolu’nun etnik yapısı hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. 

Örnek olarak Türki Kralı İlş u Nail’in ismi Asyenik bir isimdir ve bu da bize Türklerin Anadolu’daki varlı ının binlerce yıl önceye dayandığ ını gösterir. 

Yine Ş arthamari Metinleri’nden öğ rendiğ imize göre M.Ö.3. binyılda Orta Anadolu’da Hatti’ler, Doğ u ve Güneydoğ u Anadolu’da Hurriler, Akdeniz Bölgesi’nde de Luwi Kavimleri’nin yaş adıkları anlaş ılmaktadır. Luwi’ler bu bölgeye Balkanlar üzerinden bir göç hareketi sonucunda gelmiş Gumelnitza Kültürü’nün temsilcileri idiler. 

Bazıları Troyalılar’ı Luwi’li olarak belirtirken bazıları da Anadolulu bir kavim demekle yetinmiş tir. 

Troyalılar’ın Luwi’li olduğ unu söyleyenlerin dayanağ ı , savaş lar sırasında tahtta oturan Kral Priamos ve oğ lu Aleksandros Paris’in isimlerinin –os soneki ile bitmesidir ki Luwiler de nd/ nt , ss/os sonekli bir dil kullanıyorlardı. Bu değ erlendirmeyi doğ ru fakat eksik bulan Prof.Dr. Ekrem Memiş , “Troya ve Troyalılar” adlı kitabında bu konuya ş u ş ekilde yer vermiş tir: 

“ Troya Savaş ları sırasındaki Troya kral ailesi sadece Priamos ve Aleksandros Paris’ten oluş muyordu. Priamos’un eş i kraliçe Hekabe ya da Priamos’un büyük oğu Hektor’un , Hektor’un eş i Andromake’ın isimleri ss veya os soneki ile bitmiyordu. Demek oluyor ki , sadece birkaç ismin sonunda yer alan ss/ os soneklerine dayanarak bir kavmin kökeni hakkında genellemeler yapmak doğ ru bir yakla şım değ ildir. 

Kaldı ki , substrat dillere ait olduğ u kabul edilen bu sonekler , Luwiler gelmeden önce de Anadolu’nun yerli kavimleri tarafından kullanılıyordu. Bütün bunlar bir yana ,bir önceki bölümde de ifade ettiğ imiz gibi , İtalya’ya şehir kültürünü götüren Etrüks kavminin oluş umunda Batı Anadolu’dan göç eden Troyalılar’ın önemli bir yeri olmuş tu. İtalya da bulu an Troyalılar ve Sakalar karış ıp kaynaş arak Etrüks’ler denilen Türk kavmini meydana getirmi şti.

Yasemin Şiraz
Yüksek lisans tezi
danışmanı : Prof.Dr. Ekrem MEMİŞ
Troya Savaşlarına Katılan Kavimlerin Kimlikleri Ve Kökenleri (Yasemin Şiraz) (Konya-2006)
PDF no. 410 :



Paris Helen'i kaçırırken / İskit Başlığı ile !


***

Prof.Dr. Ekrem Memiş, “Troya ve Troyalılar” adlı kitabında bu konuya şu şekilde yer vermiştir: 

“ Troya Savaşları sırasındaki Troya kral ailesi sadece Priamos ve Aleksandros Paris’ten oluşmuyordu. Priamos’un eşi kraliçe Hekabe ya da Priamos’un büyük oğlu Hektor’un , Hektor’un eşi Andromake’ın isimleri ss veya os soneki ile bitmiyordu. 

Demek oluyor ki , sadece birkaç ismin sonunda yer alan ss/ os soneklerine dayanarak bir kavmin kökeni hakkında genellemeler yapmak doğru bir yaklaşım değildir. 

Kaldı ki , substrat dillere ait olduğu kabul edilen bu sonekler , Luwiler gelmeden önce de Anadolu’nun yerli kavimleri tarafından kullanılıyordu. Bütün bunlar bir yana ,bir önceki bölümde de ifade ettiüimiz gibi , İtalya’ya şehir kültürünü götüren Etrüks kavminin oluşumunda Batı Anadolu’dan göç eden Troyalılar’ın önemli bir yeri olmuştu. 

İtalya da buluşan Troyalılar ve Sakalar karışıp kaynaşarak Etrüks’ler denilen Türk kavmini meydana getirmişti. Bu durum karşısında Troyalılar’ın Türklüğünü kabul etmekten başka çare göremiyoruz.” 

Ayrıca Prof.Dr.Ekrem Memiş, yine aynı eserinde bu konu hakkında Montaıgne’nin şu sözlerini de bize aktarır:

“ Türklerin padişahı II.Mehmet, Papa II. Pius’a şunları yazmış : 

İtalyanların bana düşman olmalarına şaşıyorum. Biz de İtalyanlar gibi Troyalılar’ın soyundanız. Yunanlılar’dan Hektor’un öcünü almak benim kadar onlara da düşer, Onlar ise bana karşı Yunanlılar’ı tutuyorlar.” 

Hocamız bu konuda Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat söylemiş olduğu şu sözü de bizlere iletir: 

“Dumlupınar’da Yunanlılar’dan Troyalılar’ın öcünü aldık! ” 

bütün bunlardan anlıyoruz ki, Türkün iki büyük atası da Troyalılar’ın Türk olduğunu kabul etmektedir. 

Avrupalı tarihçiler bile Türklerin Troyalı olduğu görüşüne varmış ve kökenlerinin Troyalı komutan Turkus’a uzandışını öne sürmüşlerdir. 

Ancak Osmanlılar’ın, Avrupa’da ilerleyişinden korkarak bu görüşü reddetme yoluna gitmişlerdir. 

Bütün bu bilgilerin ışığında biz de Fatih Sultan Mehmet’in ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de görüşlerini bizlere sunan değerli hocamız Prof.Dr. Ekrem Memiş’in görüşüne katılıyor ve Troyalılar’ın Türk olduğu görüşüne varıyoruz.


basın





Truvalılarda “Tenkri’ler” boy ismine rastlanıyor.(11) Truva’da ilk tabakalardaki halkın Türklerle akraba (Pelaj’lar - Pelasg) tahmin ediliyor. Doğrudan doğruya Pelajlarda da “Turxum” şeklinde bir isme rastlıyoruz.(12)

Bu kadar farklı yazılışı ve söylenişi olan Türk adının asli şekli ne olabilir? Benim de katıldığım Prof. Z. V. Togan’ın görüşü, kök kelimenin “TUR” veya “TÜR” olduğudur.(13)

Bunu “TURAN” kelimesinde görüyoruz. İranlılar (Persler, Medler) Türklere “Turani” derlerdi.(14)

Etrüsklerin Menşei
A. Farklı Tezler
Bu konuda 3 teori vardır:

1. Etrüskler, Batı Anadolu’daki Lik’lerin ve Lid’lerin “Turska” koludurlar ve MÖ. 1000 tarihlerinde deniz yoluyla İtalya’ya gelip (44) yerleşmişlerdir. Hint-Avrupa veya Semit kökenli değildirler. Ural-Altay grubundan olabilirler;

2. Etrüskler Alpler ve Balkanlar yoluyla İtalya’ya kuzeyden girmiş ve Etrürya’ya yerleşmişlerdir.(45) Muhtemelen, Truva 1 ’i de kuran Pelaj’ların bir koludur. Hint-Avrupalı ve Semit kökenli değildiler;

3. Etrüskler hiçbir yerden gelmedi, en eski çağlardan beri İtalya’da yaşayan bir kavimdiler. Daha sonra İtalya’ya giren Hint-Avrupalı İtalyotlarla karışarak tarihi Romalılar olmuşlardır.(46)

İtalyan arkeolog ve antropologların çoğu 2. ve 3. teoriyi destekliyorlar; fakat Dyonisus’ten beri Etrüsklerin Ege kıyılarından deniz yoluyla göçettikleri, klasik kaynaklarda kanıtların fazlalığı dolayısıyle, ağırlık kazanıyor. Gene de, Kuzey Anadolulu-Trakyalı bir grup Ural-Altay kökenli Pelajların da İtalyaya kuzeyden girip Etrürya’da Ege’den gelme soydaşlarıyla karışmış olmaları, buna ait delillerle desteklenebilir.

Her iki şekilde de Doğu Ural-Altay kökeni söz konusudur.

3. Teoriye gelince, tek başına Etrüsk varlığını izah etmesi imkan dışıdır. Fakat denizci ve Balkanlı Ural-Altaylılar gelmeden önce Etrürya coğrafi bölgesinde eski bir kavim de herhalde yaşıyordu ve yeni gelenlerce “asimile” edildiler. İtalyalı “Etrüsk” halkı böyle oluşmuş olabilir.

B. Türklerle İlişkiler
1. Adları: “Türklerin adları” bölümünden değindiğimiz gibi, özellikle Hint ve Mısır kaynaklarında “Türk” adı “Turska”, “Turuşka”, “Tursk” şekillerinde ifade edilirdi. Ünlü Etrüskolog J. H. Breasted, Mısırlılarda “t-r-s” sesinin Yunancada “T-r-r” şeklini aldığını ve Etrüsklerin diğer adı olan “Tyrhen”in bunlardan türediğini belirtiyor.(47) Etrüsklerin, Romalıların ilavesi olan “E” kaldırılınca, “Trüsk” adı ortaya çıkıyor. “Tuska” da (r) ve (s) mübadelesine uğramış Etrüsklere ait yer ismidir: “Tuskani”

Kral ve Tanrıça Adları
İsim konusunu derinliğine inceleyen E. Richardson (48) “Tirsen” (oi) ekli aın Grekçe olmayan ve prens anlamına gelen “Turanos” kelimesinin bozulmuş şekli olduğunu ve Etrüsklerin ilk yurdu olan Ege-Lidya bölgesinde “Turan” adlı bir yer bulunduğunu, Etrüsklerin de bir tanrıçalarına “Turan” adını verdiklerini belirtiyor. (a.g.e., Önsöz, s. 7)

“Tarkan” adı ise Etrüsk krallarını sülale ismi olup ilk olarak “TAGES” efsanesinde geçiyor: “Tyrenus‟un kardeşi veya oğlu “Tarçon”, Tages adlı bir hayalet görür ve sonunda “Tarkinya” bölgesinin kralı olur.”(49) Orta Asya Türklerinde de “Tarkan” (prens) adının mevcut olduğu malum (Türkiye Türkleri de hala bu adı takıyor).

Prof.Dr.Reha Oğuz TÜRKKAN
KAYNAK : TÜRKLER - CİLT 1 [s.409-423]
TTK YAYINLARI – Yayın Kurulu Başkanı : Yusuf Halaçoğlu
Yayın Danışmanı : Halil İnalcık


***

İBRAHİM KAFESOĞLU:

Bizans literatüründe ise, Türklerin eski Troyalılarla münasebete getirilmiş olması dikkat çekicidir. Bu husus İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya giden Bizanslı Th. Gazes ile İtalyan hümanisti F. Filelfo arasında teati edilen mektuplarda görünüyor. Bu mektuplardan anlaşılıyor ki, XV. asır Türkleri eski Troyalıların neslinden sayılmaktadır: Türkler Bizans başkentini zaptetmek suretiyle, Troya’yı hile ile ele geçiren Greklerin torunlarından, atalarının intikamını almışlardır. Bu gibi telâkkilerin doğuşunda şüphesiz “Türk” adının eski şeklinin “Troia” olduğu zannı rol oynamıştır. Bilindiği gibi, Bizans müellifleri arasında “Türk” adı ilk defa, Göktürkler dolayısile, Aghatias tarafından zikredilir.

Kafesoğlu İbrahim, (Tarihte Türk Adı), Türklerin Avrupalılarla Müşterek Troya Menşeleri Efsanesi Üzerinde Araştırma, İstanbul, 1961)  pdf








****


Chingiz Garasharly-The Turkic Civilization lost in the Mediterranean -BAKÜ 2011 
Professor, Doctor of Philological sciences 

II. Pelasgians and Trojans in Italy: 

the birth of the Etruscan Civilization Herodotus considered the Etruscans (Tirsens) to have been a part of the Lydians, who had left Asia Minor because of famine. After settling in Italy, he writes, all of the people were called Tirsens by the name of their leader who had led them to this country [59, 42]. 

This half-legendary information could be a vague reflection of the times when Troy had been defeated by the Greeks and its people were made to migrate to different countries all over Europe. Some of them, who were called in old Scandinavian writings as «the people of Priam», the last Trojan king, had come to the north 
of Europe and had become «the first kings of Sweden and Norway»  [62, p.73, 180] and the heroes of other Scandinavian sagas [98]. 

Many of the Trojans, who became the ancestors of the future Etruscans, were called Tirsens by Herodotus. However, they did not derive this name from their leader at all, as the nation was known by the name Tyrrhenians or Tirsens and was well-known in the Mediterranean basin before they had arrived in Italy. As was 
already mentioned, Thucydides considered the Tirsens to have been a greater ethnical union - a part of whom were later called the Pelasgians [68, 95]. 

pdf:






****

İmparator Clausius, Etrüsk soyundan olmakla beraber, o zamanlar Lugdunum ismiyle mevcut olan bugünkü Lyon şehrinde doğmuştu. Bu şehre yaptığı ziyaretlerden birinde, halka hitaben bir siyasî nutuk söylemiş ve nutkunda kitabından bir parçayı okumuştur. İmparator konuşurken, tabiî olarak Saray kâtipleri not tutmuşlar, Lyonlular da, bu konuşmayı şerefli bir hâtıra olarak tabletlere kazdırmışlardır. İşte Lyon’da yapılan kazılarda bulunan ve Etrüsk tarihinin bazı devirlerine ışık tutan satırlar bu tabletlerdedir. 

Romalılar Etrüskler tarafından yazılmış tarih kitaplarını yok etmekle kalmamış, kendi yazdıklarında da tarihi tahrif etmekten, gerçekleri gizlemek ve olmayan şeyleri uydurmaktan çekinmemişlerdir. Bugünkü tarafsız etrüskologlar Romalı tarihçilerin şovenlik ve Romalılık gururu ile tarihî gerçekleri tahrif ettiklerini ve meselâ Titus-Livius gibi bir tarihçinin dediklerini ihtiyatla karşılamak gerektiğini yazarlar. 

Romalılar Etrüsk milletini yok edip manen ve maddeten gömdüklerini zannederken, kendilerine en büyük oyunu oynayan Etrüsk mezarları olmuştur.......Enea efsanesi bir Etrüsk efsanesi idi. Virjil, her halde, doğrudan doğruya İmparator Ogüst’ün verdiği talimat gereğince, edebî ve ideolojik bakımından iki kavmin kaynaşmasına yardımcı olmak üzere Etrüsk efsanelerini Romalılaştırmakta ve Roma’nın geçmişini etrüskleştirme idi. Değerli Fransız etrüskologu Alain Hus, “Esrarengiz millet, Etrüskler” adlı eserinde, benim kanaatime yakın olan şu görüşü savunmaktadır: “Etrüsklerin yazmış oldukları tarihler, onların destanları, efsaneleri Roma’ya maledilmiştir” (İtalyanca tercümesi s. 137)....

Dikkate değer olan cihet şudur ki, Enea, Ankiz Truva atı gibi motifleri taşıyan vazo, heykel ve aynalar ne Roma’da, ne de Yunanlıların Cumes şehrinde bulunmuş olup, bilâkis Veies, Vuici gibi Etrüsk şehirlerindeki kazılardan çıkarılmıştır. Bazı etrüskologlar safça, bunların Yunanlılardan alınmış motifler olduğunu zannetmişlerdir. Oysa ki, Amazonlar harbi dahil olmak üzere, bütün bu motifler şüphesiz Etrüskler için millî tarihle ilgili sahnelerdi.......

Fransız âlimleri ile Fransız dilinde yazan âlimler arasında da, bu konuya eğilenler ayni temayülü göstermektedir. Meselâ 1924 yılında bile, Meillet ve Cohen’in klâsik eser olarak kabul edilen “Dünya Dilleri” nde aşağıdaki satırları okumak mümkündü: 
“Pelásgca Milattan sonra 5 inci yüzyılda bile Trakya sahillerinde, Propontid’in güneyinde ve Đmros, Lemnos gibi adalarda henüz konuşulmakta idi. Hem Lemnos adasında 1885 yılında bulunan, fakat henüz deşifre edilmeyen o meşhur yazıt belki de bu dilin bir örneğini vermektedir... Yazıtta kullanılan dilin terkip özellikleri Pelasg dili ile Etrüsk dili arasında bir akrabalık ihtimalini hatıra getirmektedir.”

Diğer taraftan, Etrüsklerin Lydia’dan geldiklerine dair Herodot tarafından ileri sürülen görüş Truva’dan geldiklerine dair Virjil tarafından terennüm edilen inanış arasında çelişkiyoktur. Çünkü Pelasglar hem Lydia’da, hem Truva’da yerleşmiş bulunuyorlardı. Göçleri için kullandıkları İzmir limanı da oralara pek uzak değildir...

Eberhard’a göre Türkler fevkalâde iyi flüt çalardı: iki çeşit flüt kullanırlardı.Etrüsklerin ise flüt çalmaktaki ustalığı Yunanistan’da bile ün salmıştı ve Etrüsk kelimesi “iyi flüt çalan” manasına gelirdi.

Eberhard’ın eserinde, bir de, Çinliler tarafından “Tarkan” telâffuz edilen bir asalet unvanından bahsedilmektedir. Alman Sinoloji bilginine göre bu, Türklerdeki “prens” manasına gelen “Tarkan” veya “Tarhan” unvanından başka bir şey değildir. Bilindiği gibi, Roma’yı kuruluşundan sonraki yüzyıllarda idare eden “Tarquin’ler sülalesine mensup kralların adları Etrüsk yazıtlarında “Tarhun” veya “Tarhan” olarak gösterilmiştir.


ADİLE AYDA - ETRÜSKLER TÜRK MÜ İDİ ? 



***


Etrüsk Urn - Kayı boyu ve Gamalı haçlar



ETRÜSK-TÜRK BAĞI 
Türkolog Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu 
Azerbaycan’ın Eski Eğitim Bakanı


TÜRK BİLİM DÜNYASININ YAYINLARI
Vergilinin qədim Roma tarixindən bəhs etdiyi «Eneida» əsərində bu şəhərin əsasını qoyan etrusk soyköklü Romul və Remin troyalı Eneyin törəmələri olduğu bildirilir. 

Romanın məşhur Qay sülaləsi də özünü troyalı Eneyin soyuna bağla-yırdı. Məşhur Roma imperatoru Qay Yuli Sezar senatda ilk çıxışında «Mən əsilzadəyəm, troyalı Eneyin nəslindənəm» deyərək özünü təqdim etmişdir.

Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu - link












Truva / Gamalı Haç Türk Kültüründe Görülür



Truva da bulunmuş Hitit Mührü


***


The Origin of the Etruscans / R.S.P. Beekes
Koninklijke Nederlandse Akademie van Wetenschappen, 2003.
(Hollanda Kraliyet Bilimler Akademisi )
Conclusion

The conclusion is that the evidence that the Etruscans came from Asia Minor is overwhelming: their name (Turse·noi - Etrusci); the fact that TyrseEnoi are still living there in classical times (the eastern TyrsEnoi); their language (Lemnos; PlakieE and SkylakeE ; the possible connections with Lydian); the names of their leaders (Tarchon; Nanas); their religious beliefs (Tarchon; the triumphus-complex; the double axe; the camillus -complex and the fact that the cult of the Kabeiroi was of Tyrrhenian origin); the epigraphical evidence (TyrseEnoi east of Lydia);...

...The Pelasgians, and their relation to the TyrseEnoi, are still much of a puzzle. It is clear that the Pelasgoi were a non-Indo-European people which the Greeks met, in Thessaly, when they entered Greece. It seems that their name was later used simply for the old inhabitants of Greece, or at least large sections of them. I consider the possibility that the Pelasgians in Asia Minor were also just a non-Greek people, whether they were related to the continental Pelasgians or not. In the beginning the TyrseEnoi were simply called Pelasgoi... PDF





****

GÖNÜL PULTAR TARAFINDAN 
YORUMUYLA YAYINLANAN 
SAYFA 8

Türk bilim adamları Etrüsklerin, bal gibi proto-Türklerden olduklarını “kör gözüm parmağına” örneklerle gösterdiler.





***

Genetiker meinen, die umstrittene Herkunft der Etrusker mit DNA-Tests endlich geklärt zu haben. Doch andere Forscher protestieren.

Herodot berichtete bereits im fünften Jahrhundert vor Christus, dass die Vorfahren der Etrusker um 1000 vor Christus während einer großen Hungersnot aus Lydien... link




***

In the region corresponding to ancient Etruria (Tuscany, Central Italy), several Bos taurus breeds have been reared since historical times. These breeds have a strikingly high level of mtDNA variation, which is found neither in the rest of Italy nor in Europe. The Tuscan bovines are genetically closer to Near Eastern than to European gene pools and this Eastern genetic signature is paralleled in modern human populations from Tuscany, which are genetically close to Anatolian and Middle Eastern ones.... link













***


"Sümerlerle, Hurrilerle, Hititlerle, İskitlerle, Peçeneklerle, Kıpçaklarla, Mayalarla, Kızılderililerle, Etrüsklerle 
aynı olmanın ötesinde 
Basklarda, Keltlerde 
hatta günümüz İngilizlerinde, Ruslarda ve Tuareglerde 
nasıl bir Türk vurgusu var, 
hem de genetik olarak, 
hiç düşündünüz mü?"

“ … dünya tarihine mührünü vurmuş bir milletin 
argogenetik hikayesidir..."

Osman Çataloluk
Türk'ün Genetik Tarihi.




 TÜRK TARİHİ