Etrüskler (Tursakalar) Türk idiler
Etrüskleri incelemek ve onların tarih öncesi dönemde Türklükle olan ilgisini araştırmak için harekete geçen yazar Adile Ayda , 1971 yılında yayınlamış olduğu Les Etrusques etaient-ils des Turcs? adlı kitabını, 1985 yılında tekrar ele alıp genişleterek Les Etrusques etaient des Turcs- Preuves adıyla yayınlamıştı. 1992 yılında ise yazar, yine yeni belgeler ve bilgiler ekleyerek daha da somutlaştırdığı bu kitabı yayınlıyor: Etrüskler Türk idiler.
Etrüsk medeniyetini, Etrüsklerin dinini, Etrüsklerin dilini, Italya’nin Toskana bölgesinin tarihi dokusu ve yapısını konu alan son kitabın başlığı, yazarın netliğinin ve kararlığının bir göstergesidir.
Kitap, önsöz, 2 bölüm ve sonsözden oluşmaktadır. Birinci bölüm “Din ile ilgili Deliller” başlığını taşımaktadır. Din ve din ile ilgili Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Latince dillerinde yayınlanmış çalışmaları araştırırken tanıştığı farklı kavimler, yazarın ilk araştırma konusudur. Tanıştığı bu kavimlerin tarihsel, dinsel, dilsel ve etnik özelliklerini yeniden keşfeden yazar, Türk kavimlerini neredeyse her kavim ile karşılaştırır. Kutadgubilig’de yer verilen konuları, diğer kutsal kitaplarla karşılaştırarak bu kaynakların yakınlıklarını ve farklılıklarını ortaya koyar. Araştırmalarının sonucunda yazar, okura dinlerarası, dillerarası ve kavimler arası karsılaştırma fırsatı sunmaktadır. Yazarın kullandığı kaynaklar ise konuyla ilgili geniş bir bibliyografyayı kapsamaktadır. Türkçe ile beraber beş Avrupa dilinde yayınlanan geniş bir literatürü kapsayan kaynakça, yazarın konuyla ilgili en küçük detayları dahi kaçırmamama eğilimini ve titizliğini de belgelemektedir.
Etrüskler’in Türk olduğuna dair toplam 74 delil gösteren kitabın din bölümünde, Türk kavimleri ve dinleri hakkında geniş ve aydınlatıcı bilgiler verilmiştir. Bilindiği gibi, Eski Türkler’in dinine genellikle “Şamanizm” denir. Rus bilginleri Sibirya Türkleri olarak da bilinen Yakutlar’ın dinini incelemeden önce, Tunguzlar’ın dini üzerine çalışmalar yapmışlardır. Sihirbaz rahiplerine “şaman” adını veren Tunguzlar’ın, dinlerini Eski Türkler’den alışı uzak bir geçmişe dayanmaktadır. “Şaman” kelimesi Eski Türkler’in dilinde kullanılmamıştır. Eski Türkler’deki rahiplere tıpkı Bugünkü Altay Türkleri’nde ve Yakutlar’da olduğu gibi “kam” denilmektedir.
Dinle ilgili bölümün ilk kısmında, Etrüskler’de, Latin Romalılar’da ve Şaman Türkleri’nde kainatın nasıl oluştuğuna dair yaklaşımlar irdelenmiştir. Bu bölümde, Şaman Türkleri ile Etrüskler’in açıklamalarındaki büyük benzerliklere dikkat çekilmektedir.
Bunu takip eden kısımda, Dünya’nın doğuşu hakkında karşılaştırmalar yapılmıştır. Verbitsky, Radloff ve Ögel in çalışmalarının açıklandığı bölümde, ‘yer’ ve ‘gök’ üzerine yaklaşımlara yer verilmiştir. Kül-tegin Anıtı’nın Kuzey cephesinde Bilge Kağan’ın söylediği ve yazıtlarda yer alan cümleler ile Roma Devleti’nin, Latin kentleri ile yaptığı “Latin Siteleri Birliği” antlaşması karşılaştırılmış ve ilgi çekici sonuçlara varılmıştır.
Din bölümün üçüncü kısmında ise tanrılar açıklanmakta, çoktanrılılık (polytheisme) ve tektanrılılık (monotheisme) kavramlarına değinilmektedir. Oğuzlar’daki tanrı, tanrıcılık ve çoktanrılılık üzerine çarpıcı sonuçlara ulaşılmış, Araplar ve Yahudiler’in inançları ve tanrıları hakkında ise olabildiğince cesur karşılaştırmalar yapılmıştır. Yazar Tanrı konusunda karşılaştırmaları yaparken şu noktalara dikkat çekmiştir;
Tinia – Tin; Etrüsk ve Türk Baştanrıları arasındaki benzer noktaları 6 delil ile açıklamaktadır.
Uni-Ani; Baştanrıçalara ilişkin bilgiler karşılaştırılmıştır.
Mars; Etrüsklerin savaş tanrısının adı Mars idi ve bunu Romalılar Etrüsklerden almıştır. Eski Türkler için kutsal silah, hayvan kemiklerinden yapılan bir çeşit süngü idi. Ünlü Fransız tarihçi G. Dumezil de “Etrüsk kralının sarayı olan Regia’da bir sungu vardı ki, Eskiler bunu Mars sayarlardı” diye yazmıştır. Aynı zamanda bu bölümde Kurt Ana, Dişi Kurt, Kurt Ata konularında da önemli karşılaştırmalar yaparak kelimelerin ve olayların kökenine inmektedir.
Minerva; bir Etrüsk tanrıçasıdır. Yazar, bu konudaki karşılaştırmasında Altaylar’da veya Yakutlar’da bir tanrıça bulunmamasına rağmen, Etrüsklerde böyle bir Tanrıçanın bulunmasını Türk bilim ve sanat araştırmacılarına bırakabilecek bir konu olduğunu düşünmektedir.
Vesta–Kutsal Ateş; Ateş kültü bakımından Tursakalar hem en eski Türklere hem de bugünkü şamanist Türklere büyük ölçüde benzemektedirler. Bu yakın özellikler 7 delil ile ispat edilmeye çalışılmıştır.
Başka Tanrılar ve Ruhlar , Tages (bir peygamber)
Diğer kısımlarda ise din adamları, dini törenler, töreler, ölüm ve ölüler üzerine tartışmalara yer verilmiş ve ispatlanılmaya çalışılan konulara değinilmiştir. “Diğer benzerlikler” bölümü ile de hukuk, sanat ve yiyecekler alanındaki benzerlikler irdelenmiştir
Türk Kültürü Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan bu eser, Türk Dünyası kaynaklarını başarılı bir şekilde irdelemesi ile ortaya konulan verileri ve delilleri sağlamlaştırmıştır. Türkçe’nin ait olduğu Ural-Altay dil grubunun özellikleri dil bilginlerimize göre şunlardır:
- Ses uyumu
- Cinsiyet yokluğu
- Artikel yokluğu
- Ad ve fiil çekiminin ekler yardımı ile yapılması
- Fiil şekillerinin zenginliği
- Hint-Avrupalı dillerdeki ön-ekler yerine son-ekler kullanılması
- Sıfatların adlardan önce gelmesi
- Sayılardan sonra çoğul kullanılmaması
- Kıyaslamalardan sonra ablatif halinin kullanılması
- Yardımcı fiil olarak ‘olmak’ anlamındaki ‘imek’ fiilinin kullanılması
- Olumsuz anlamı ifade eden özel fiillerin bulunması
- Bir soru ekinin bulunması
- “Bağ” vazifesi gören fiil şekillerinin bulunması
Dil konusunda da yine alt bölümlerle devam eden kitapta, alfabe kısmı verilerle desteklenmiş, Etrüsk alfabesi ile Orhun alfabesi arasındaki benzerlikler şu şekilde sıralanmıştır:
- Şekil benzerliği
- Hem şekil, hem ses benzerliği
- Şekil yakınlığı ve ses benzerliği
- Özel bir harf kullanımı
Dil bölümünde değinilen bir diğer konu ise fonetiktir. 11 farklı görüşle desteklenen bu konuda Italya’nın Toskana bölgesinde yaşayan Etrüsklerin, konuşmaları ve bugünkü İtalyanların “Gorgia Toscana” (Toskana gırtlağı) olarak tanımlanan konuşmaları arasındaki yakın ilişki vurgulanmaktadır.
Etrüskler’in yazı ve imlası ile Göktürkler’in yazı ve imlası arasındaki benzerliklerin irdelendiği “Yazı” bölümünde şu noktalara değinilmiştir: Her iki yazı türü de, sağdan sola yazılmaktadır. Gerek Etrüskçede gerekse Göktürk yazılarında, yazı okunduğu zaman, yazılmamış sesli harfler de telaffuz edilmektedir.
Dil bölümünde dikkati çeken bir başka noktada “Sözler” kısmıdır. Alt başlık şeklinde ele alınan bölüm 40 farklı saptamayı içermektedir. Bu 40 saptama, 40 farklı kelimedir ve yazar bu 40 kelimeden 15’inin Latin diline geçtiğini belirtmektedir. Roma İmparatorluğu’nun resmi din dili olarak kabul edilen Etrüsk dilinden Latince’ye geçen 15 kelimeden 10’unun dinsel kökenli olması ise yine ilgi çeken bir saptamadır.
Dil bölümünde bir alt başlık olarak ele alınan ‘gramer’ konusunda yazar; Etrüskler’in Türklüğe yakınlığını destekleyen 17 farklı noktayı ele almıştır. Etrüsk ve Türk gramerleri arasındaki benzerlikleri tüm açıklığıyla ve özel örnekleri ile ortaya koymaya çalışan yazar, bu örnekleri ile Etrüskçe’nin, Türkçe’nin eski hali olduğuna dair tezini kuvvetlendirmeye çalışmıştır.
Yazar Adile Ayda, çalışmasınn sonuç bölümünü “Sonsöz” başlığı altında hazırlamıştır ve bu bölümde; Batılılar’ın, Etrüskler’in Eski Türkler (Proto-Türkler) olduklarına kanaat getirmeleri durumunda, Avrupa’daki Etrüskoloji kürsülerinin ömürlerinin çok uzun olamayacağı kaygısını dile getirmektedir.
Heyecanla ve hissederek hazırlanmış önemli bir kültür kaynağı olan bu kitap okurken de aynı heyecanı vermekte ve dikkat çekilen bilgiler ile kendisini hissettirmektedir. Kitabın yazarı Adile Ayda’ya bu özverili ve ısrarlı çalışmayı gerçekleştirmiş olduğu için teşekkürü bir borç bilirim.
Elif Hatun Kılıçbeyli
Öğretim Üyesi
Çukurova Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
Kaynak: Kültür Araştırmalar Derneği- kulturad.org 26.Bülten
Adile Ayda /PDF ETRÜSKLER TÜRK MÜ İDİ ?
Les Étrusques Étaient-ils des Turcs? Paris: 1971.
LALE ADASI / AYVALIK |
PAMİR DAĞLARI / TACAKİSTAN |
Fransa Auzon’da bulunmuş olan ve Franks Casket olarak adlandırılan Dikiş Kutusu
Dişi Kurt ve İskandinav Runik Harfli Yazıt/BRİTİSH MUSEUM
romwalusandreumwalustwægen | gibroşær | link
afoeddæhiæwylifinromæcæstri: | oşlæunneg
"Romwalus og Reumwalus, twægen gibroşær, afoeddæ hiæ wylif i Romæcæstri, oşlæ unneg"
"Romulus and Remus, two brothers, a she-wolf nourished them in Rome, far from their native land".
İskandinav alfabesi ile Göktürk alfabesinin orijini İskit-Türk alfabesidir.
ROMULUS VE REMUS ,GÜMÜŞ DİDRACHM MÖ.269-266 |
ilgili:
Mario Alinei -Etruscan and Paleolithic Continuity Theory:Linguistic study of Etruscan as Uralic substrate with Türkic overlay